13-06-2009, 21:48
|
#6
|
|
Sayın Godfather,
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 361. maddesine göre “icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır”
Sorunuzda ilamsız takip başlattığınızı ve henüz takip kesinleşmeden ödeme olduğunu söylemişsiniz. Borçlu kendi rızasıyla (borca itiraz etme hakkı varken, CEBRİ İCRA TEHDİDİ YOKKEN-tabii olayınızda ihtiyati haciz sonrası takip v.b. durumlar olmadığı kanaatiyle) icra takibi tutarını dosyaya yatırmıştır. Fazla yatırılan (ve dolayısıyla tahsil edilen) para olmadığı gibi yanlışlıkla tediye de yoktur.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 12. maddesine göre: “ İcra dairesi, takip edilmekte olan bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur”. İcraya yapılan ödeme ile borçlunun borcundan kurtulacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Başka bir deyişle başlattığınız ilamsız icra takibinde ödemeyle borç ve fer’ileri ortadan kalkar.
Böylece kanaatimce İcra Müdürlüğünün işlemini İİK m.16 uyarınca şikayet yoluna gitmelisiniz.
Ayrıca böyle bir durumda dosyaya ilamsız icra takibi kesinleşmeden parayı ödeyerek borcu sona erdiren borçlu bakımından da; İstirdat davasında “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs...” şartı olduğu için size istirdat davası ikame edemeyip genel hükümlere mesnetle sebepsiz zenginleşme davası ikame edebileceği kanaatindeyim.
Saygılarımla…
|