12-06-2009, 17:27
|
#3
|
|
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
<H4 style="MARGIN: auto 0cm; TEXT-ALIGN: justify">T.C. |
|
 |
|
 |
|
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10203
K. 2005/1185
T. 1.2.2005
• SATIŞ BEDELİ DIŞINDA KATMA DEĞER VERGİSİ ALACAĞI ( Dava Dilekçesinde Her Türlü Delil Demek Suretiyle Yemin Deliline Dayandığı Anlaşılmasına Göre Yemin Hakkının Hatırlatılması Gereği )
• YEMİN DELİLİ ( Davacı Dava Dilekçesinde Her Türlü Delil Demek Suretiyle Yemin Deliline De Dayandığı Anlaşılmasına Göre Yemin Hakkının Hatırlatılması Gereği - Satış Bedeli Dışında Katma Değer Vergisi Alacağı )
• KDV ALACAK DAVASI ( Davalının Satış Bedelini Ödediği Ve Tapuyu Arsa Sahibinden Aldığı Halde KDV Bedelini Ödememesi - Davacı Dava Dilekçesinde Her Türlü Delil Demek Suretiyle Yemin Deliline De Dayandığı Anlaşılmasına Göre Yemin Hakkının Hatırlatılması Gereği )
3065/m.8,9
ÖZET : Davacı satış bedeli olarak davalıdan tahsil ettiği miktarın dışında, ayrıca KDV'yi davalının ödeyeceğine dair aralarında anlaşma olduğunu yazılı bir belge ibraz ederek iddiasını kanıtlayamamış ise de, dava dilekçesinde "her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacıya, KDV'nin ödenen bedelin dışında ve ayrıca ödeneceği hususunda davalı ile anlaştıkları konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Ülker Koy ile davacı vekili avukat Zeynep Dalkadir'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, yüklenici olarak 3 parsel sayılı taşınmaza kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşa ettiği binadan, kendi payına düşen 7 nolu bağımsız bölümü davalıya sattığını, davalının satış bedelini ödediği ve tapuyu arsa sahibinden aldığı halde KDV bedelini ödemediğini ileri sürerek KDV tutarı olan 10.440.000.000 TL'nin faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı, satışa konu gayrimenkulun 20.4.2001 tarihli harici satış sözleşmesi ile toplam 58.000.000.000 TL bedel ödeyerek satın aldığını, KDV.nin bu bedele dahil olduğunu, tapu devrinin verildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 10.440.000.000 TL'nin 7.12.2001 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
3065 sayılı KDV. Yasasının 8. ve 9. maddelerine göre katma değer vergisinin mükellefi ve sorumlusu malı teslim eden veya hizmeti gören kişidir. Alıcı veya müşteri bu verginin mükellefi ve sorumlusu değildir. Satıcı vergi dairesine katma değer vergisini alıcı adına değil kendi adına öder. Bu nedenle ödeyeceği veya ödediği vergiyi, alıcıya rücu edemez. Ancak satış sırasında ve paranın ödenmesinden önce düzenlenen belgede, katma değer vergisinin satış bedelinden ayrı olarak gösterilmesi ve alıcının da kabul etmesi halinde, satıcı bu vergiyi alıcıdan satış bedeli ile birlikte isteyebilir. Fakat satıştan satış bedelinin ödenmesinden sonra, satıcı kendisinin sorumlusu olduğu katma değer vergisini, vergi dairesine ödeyeceği veya ödediğinden bahisle alıcıdan talep edemez. Bu vergiyi ancak satış sırasında ve satış bedeli ödenmeden hesap ederek alıcıdan talep etmemiş ise, sonradan alıcıdan talep edemez. Somut olayda davacının, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaa ettiği binadan payına düşen 7 nolu bağımsız bölümü 20.4.2001 tarihli haricen düzenlenen sözleşme ile 58.000.000.000 TL. bedelle satıp, bu bedeli tahsil ettiği, tapuda da resmi satışın 27.4.2001 tarihinde arsa sahibi tarafından davalıya yapıldığı, davacının 10.11.2001 tarihli faturanın tanzim edilerek 10.440.000.000 TL. KD. Vergisi bedeli davalıdan istenmiş, ödenmemesi üzerine de bu dava açılmıştır. Davalı ödediği bedelin içinde KDV.'nin de dahil olduğunu ve ayrıca böyle bir kararlaştırmanın olmadığını savunmuştur.
Davacı satış bedeli olarak davalıdan tahsil ettiği miktarın dışında, ayrıca KD. Vergisini davalının ödeyeceğine dair aralarında anlaşma olduğunu yazılı bir belge ibraz ederek iddiasını kanıtlayamamış ise de, dava dilekçesinde "her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline dayandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacıya, KD. Vergisinin ödenen bedelin dışında ve ayrıca ödeneceği hususunda davalı ile anlaştıkları konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 400 YTL.duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 1.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
|
|
 |
|
 |
|
.</H4>
|