06-08-2006, 15:18
|
#11
|
|
Yetki Belgesi ve geçmişi
Değerli arkadaşlar,
1136 sayılı Avukatlık Yasasını değiştiren 4667 sayılı yasa ile YETKİ BELGESİ yasal düzeyde hukuk düzenimizde 10.05.2001 gününde yerini almıştır.
4667 sayılı yasa değişiklik önerisi, o zamanda İstanbul Barosu yönetiminde bulunan Çağdaş Avukatlar Gurubu (ÇAG) içinde yer alan İSTANBUL BAROSU AVUKAT HAKLARI MERKEZİ AHM Avukatlık Hukuku Grubu tarafından hazırlanmıştır.
Bu öneri, o zamanki İstanbul Barosu Sekreteri sayın avukat Mert Er KARAGÜLLE tarafından TBMM kulislerinde titizlikle izlenmiş ve o zamanki Birlik yönetimine ve Bakanlık tutumuna karşın yasalaşması sağlanmıştır. (Bu yasa önerisini engellemeye çalışan Doğru Yol Partisi Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in yasayı engelleme çalışmalarını da anımsatalım.)
Bu yasa değişikliği, bir başka meslek grubu olan Noter'lerin onayına gerek kalmaksızın, avukatlara, vekil olarak takip ettikleri işlerde, bir başka avukata yetki verebilmelerinin belgelenmesini sağlamıştır.
Meslektaşımızın yaşadığı somut olaya gelince :
Avukatın mahkemeye ilgili kişinin vekili olduğunu beyan etmesi esasen gerekli olup, kişisel olarak avukatın beyanının YETERLİ OLDUĞU kanısındayız. Çünkü vekalet, Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, SÖZLEŞME SERBESTLİĞİ ilkesi uyarınca avukat, sözlü vekillik ilişkisiyle de bir işin takibini ve bu arada mahkemedeki duruşma işini de, takip edebilir; bu işin gerektirdiği işlemleri yapabilir; bu yapılanlar hukuk düzeninde geçerlidir, yeter ki vekileden sonradan vereceği belgeyle bu ilişkiyi onaylamış olsun. Öyleyse, avukatın duruşmadaki beyanına itibar etmek gerekir; çünkü, beyanda bulunan bir AVUKAT.
Ancak bunu yeterli görmeyen mahkeme yargıcı bu vekillik ilişkisinin belgelendirilmesini isteyebilir. Bu ilişki belgelendirilmesi ancak ve yalnızca avukat ile vekileden arasındaki ilişki işleyişinde tartışılmalıdır. Burada avukatın meslek kuralları çerçevesinde yazılı belge alma titizliği göstermiş olup olmaması, yalnızca disiplin hukuku alanında sorumluluk yaratabilir.
Mahkemeyle ilişki bakımından ise avukatın beyanının, sonradan sunulabilecek belge-yetki belgesi yoluyla önceki beyan ve o beyana bağlı işlemin hukuksal sonuç yaratabilmesi veya belge-yetki belgesi sunulamaması nedeniyle önceki beyan ve o beyana bağlı işlemin hukuksal sonuç yaratamaması olabilir. Ancak bu durumda avukata genel suç hukuku anlamında bir sorumluluk yaratmayacağı kanısındayız.
Avukat ve avukatlık mesleğine saygı, herkesten ve her aşamada beklediğimiz bir davranış olmalıdır.
Saygı ve sevgilerimizle.
Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
İstanbul Barosu üyesi
Avukat Hakları Merkezi kurucu üyelerinden
|