Mesajı Okuyun
Old 27-05-2009, 12:59   #24
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Tedbir nafakasının ilamlı takibe konu edilebileceğine dair örnekler:

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2003/18569
K:2003/21654
T:04.11.2003

Yukarıda TariH ve nunarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki börclu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İcra takibinin dayanağı olan ilamda tarafların boşanmalarını ve Medeni Kanunun 137. madde hükmü gereği borclu eş yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasını hükmedilmiştir. Medeni Kanunun 137. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 169. maddesi gereği hükmedilen tedbir nafakası eşlerin boşanma davası sebebiyle ayrı yaşama hakkını kazanmasının sonucu ve aile birliğini korumaya yonelik tedbir olup bu niteligi itibarıyle hükum kesinlesınceye kadar devam eder. Hüküm kesinleşince başkaca bir hükme gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer.
Somut olayda bu nitelikte bir tedbir nafakası ilamlı icra takibine konu yapılmış olup, ilamda ayrıca yoksulluk nafakası da hükmedilmedigine göre ilamın kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakası da istenemez. Hükmun kesinlesmesinden sonraki donem ıçin de takibe devam edildiğine yönelik şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 04.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2007/1494
K:2007/4019
T:06.03.2007

İlamların İcrası
Tedbir Nafakası

Özet: Davalı eş ve müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğinden ve borçlunun da herhangi bir ödeme iddiası bulunmadığına göre, alacaklının bu miktar için takibe devam etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

2004 s. Yasa m. 32
4721 s. Yasa m. 169

Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı vekili tarafından (Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi)'nin
2001/12-232 sayılı 01.10.2001 karar tarihli ilamına dayalı olarak işlemiş ve işleyecek nafaka alacakları ile yargılama gideri ile avukatlık ücretinin tahsili talebi ile ilamlı icra takibine geçildiği ve borçluya örnek 53 nolu icra emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Takip dayanağı ilamda, boşanma davasının reddine, dava tarihinden itibaren davalı eş için 200.000.000 TL, müşterek çocuk için 200.000.000 TL olmak üzere toplam 400.000.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına, hükmün kesinleşmesini müteakip yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verildiği, Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 2001/16602 esas, 2002/3394 karar sayılı 12.03.2002 tarihli ilamı ile, boşanma davasının reddi yönünden borçlunun temyiz isteminin reddedildiği, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden ise hükmün bozulduğu, karar düzeltme isteminin ise aynı Dairece 30.05.2002 tarihinde reddedilerek bu tarihte boşanma yönünden kararın kesinleştiği görülmüştür. Anılan bozma ilamının incelenmesinde, ilamın "dava tarihinden itibaren davalı eş için 200.000.000 TL, müşterek çocuk için 200.000.000 TL olmak üzere toplam 400.000.000 TL tedbir ve iştirak nafakasına" ilişkin bölümünün bozma kapsamı dışında kaldığı tespit edilmiştir.
Açık bir onama hükmü bulunmasa dahi, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay'ca ret edilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, ret edilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümü onanmış sayılır (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4. baskı, 1984, cilt 4, sahife 3421) (HGK 25.03.1992 tarih ve 1992/2-121 E., 1992/197 K.) (HGK 23.10.2002 tarih ve 2002/11-633 E., 2002/847 K.).
Medeni Kanun'un (Geçici Önlemler) başlığını taşıyan 169. maddesinde; (boşanma veya ayrılık davası açılınca Hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır) düzenlemesine yer verilmiştir. Sözü edilen tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erer. Takip dayanağı ilam da bu madde hükmüne göre verilmiş tedbir nafakasını kapsamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davalı eş ve müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası boşanma hükmünün kesinleştiği 30.05.2002 tarihine kadar devam edeceğinden ve borçlunun da herhangi bir ödeme iddiası bulunmadığına göre alacaklının bu miktar için takibe devam etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde, mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile, işlemiş nafaka alacağı ve bu alacağın faizi yönünden takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.