10-05-2009, 14:39
|
#12
|
|
Değerli meslektaşlarım bence Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Madde 236 yı gözden kaçırmamak lazımdır. Nedeni ise davalı(borçlu) dava evrakında ödeme yaptığını ifade etmekle borçlu olduğunu mahkeme içi ikrarla ortaya koymuştur. Biliyorsunuzki mahkeme dışı ikrar haricinde mahkeme evrakına dercedilen her ikrar kesin delil teşkil eder. Davalının borçlu olduğu artık kesin delille sabittir. Bu nedenle davacının kardeş olması nedeniyle yazılı delil başlangıcına tanık veya sair takdiri delilleri ekleyerek savunma yapılması kabul görmez. Her zaman için kesin delil takdiri delil karşısında tercih edilir. Bu durumda davalının elinde ödemeye dair yazılı bir belge olamdığına göre kesin delil olarak bir tek taraf yemini kalmıştır. Hakim dahi re'sen yemin teklif edemez. Çünkü davacının iddiası kesin delille sabittir. Salt yazılı delil başlangıcı veya takdiri bir delil sunulsaydı hakim kanaatini kesinleştirmek için davacıdan yemin etmesini isteyebilirdi. Bu durumda en akıllıcası karşı tarafa yemin teklif etmek veya netice-i talebi kabul edip en azından yargılama masraflarından kurtulmaktır. Saygılar efendim.
|