 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Ümran Ugan |
 |
|
|
|
|
|
|
Sayın meslektaşım,
Bahsedilen psikolojik baskıyı, çalışanın istifa etmek zorunda kaldığı her türlü durum olarak değerlendirdim ki sanırım kastedilen de budur. Bu anlamda kişinin yetkilerinin daraltılması, pasifize edilmesi ve kendisine hiçbir bilgi verilmeden istifa edeceğinin duyurulması psikolojik baskı sayılmaktadır.
Yukarıda ifade ettiğim beyanlar kişisel fikrimin ötesinde "kesinleşmiş" bir yargı kararıdır.
"Elbette" olay hakkında, esas dosyanın detayları bilinmeden "kesin cümlelerle" yanıt vermek mümkün değildir. Ama bu, THS deki her soru için geçerli olan genel bir durumdur zaten..
Teşekkürlerimle...
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Mekslektaşım;
Elbette THS'de fikir alışverişi yapılan bir çok somut uyuşmazlıkta, olaynı tüm boyutları bilinememektedir. Keza çok defa, olaynın tüm yönleri değil sadece "akla takılan" kısmı paylaşılmaktadır.
Ancak PSİKOLOJİK BASKI, hukuki bir terim olmayıp, içerisi kolaylıkla doldurulabilecek bir kavram da değildir.
Ben -kaideten- psikolojik baskının 24. madde içerisinde değerlendirilebileceğini söyleyemem.
Örneğin benim elimde de, istifa etmiş olmasına rağmen işe iade davası açan işçininin işe iadesine dair kesinleşmiş yargı kararları mevcut. Ama THS'de bir meslektaş "istifa eden işçi işe iade açsa kazanır mı?" diye sorsa, "kazanır" diyeyem.
Saygılarımla,