|
HD 11 <> E: 2001/1320 <> K: 2002/2317 <> T: 14.03.2002
* TAŞIMA SIRASINDA YÜKE VERİLEN HASAR
* TAZMİNAT
* ACENTALIK SÖZLEŞMESİ
Acenteler, yasanın özel bir hükmünden doğan temsil yetkisini kullanan durumunda bulunduklarından, müvekkil adına akdettikleri veya akdine aracılık ettikleri mukavelelerden doğan uyuşmazlıklar dolayısıyla bu sıfatla aleyhine açılan davalarda acente hakkında değil, müvekkil hakkında karar verilmesi zorunludur. Bu durumda mahkemece, acentenin şahsi kusur ve haksız fiiline de dayanılmadığına göre, acenteye yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hak sahibinin hakkını doğrudan acenteden almasına olanak verecek şekilde karar verilmesi hatalıdır.
(6762 s. TTK. m. 119/2)
Taraflar arasında görülen davada Kütahya Asliye 1. Hukuk Mahkemesi´nce verilen 09.07.1999 tarih ve 1996/585-1999/574 sayılı kararın Yargıtay´ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı Kargo Nak.A.Ş. vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 13.06.2001 günde davacı avukatı Demir Kandemir gelip, davalılar avukatları tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla ve duruşmada hazır bulunan taraf avukat dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Harun Kara tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Almanya´dan satın aldığı makinelerin Türkiye´ye taşıma işine davalılardan Alman Trans Kargo İnt. Firmasının talip olduğunu, Alman taşıyıcının Türkiye´deki temsilcisi ve acentası olan diğer davalı ile görüşmeler yapılarak sözleşmenin akdedildiğini, taşımayı fiilen gerçekleştirilen TIR aracının 15.12.1995 tarihinde yaptığı kaza nedeniyle makinelerin hasarlandığını, imalatçı firmaya iade ve onarımlar için masraf yapıldığı gibi, müvekkilinin gecikmeden doğan diğer zararları oluştuğunu ileri sürerek, masraf karşılığı (750.000.000) lira ile diğer zararlar karşılığı (1.000.000.000) liranın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kargo Trans A.Ş. vekili cevabında mahkemenin yetkisiz olduğunu müvekkilinin acenta olup, doğrudan husumet yöneltilemeyeceğini, talebin haksız ve fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya toplanan delillere, bilirkişi raporuna nazaran, sözleşmenin ifa yeri itibariyle yetki itirazının yersiz olduğu, davacıya ait makinaların davalılarca gerçekleştirilen taşıma sırasında hasarlandığı, davacının bu nedenle yaptığı masrafın 11.650 DM karşılığı 554.318.000 lira olduğu, davacının diğer zararı ile ilgili bir belge ibraz edemediği gibi sair talebinden feragat ettiği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile 554.318.000 lira tazminatın 13.01.1996 tarihinden yürütülecek % 57 ve değişen oranlardaki reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalılardan Kargo Trans A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak dava, taşıma sırasında yüke verilen hasar nedeniyle tazminata ilişkin olup, davalı Kargo Trans Ul.A.Ş.nin taşıma değil acentelik hizmeti verdiği, 31.05.1995 tarihli acentelik sözleşmesi, satıcının 01.12.1995 tarihli yazısı, davacının 04.12.1995 tarihli yazısı, Nakliyat Bildirgesi ve Konişmento içeriğinden anlaşıldığı gibi, dava dilekçesinde dahi bu davalıya davanın acente sıfatı ile yöneltildiği açıkça kabul edilmektedir. TTK.nun 119/2. maddesine göre acenteler, yasanın özel bir hükmünden doğan temsil yetkisini kullanan durumunda bulunduklarından, müvekkil adına akdettikleri veya akdine aracılık ettikleri mukavelelerden doğan uyuşmazlıklar dolayısıyla bu sıfatla aleyhine açılan davalarda acente hakkında değil, müvekkil hakkında karar verilmesi zorunludur. Bu durumda mahkemece, acentenin şahsi kusur ve haksız fiiline de dayanılmadığına göre, acenteye yönelik davanın reddine karar vermek gerekirken, hak sahibinin hakkını doğrudan acenteden almasına olanak verecek şekilde yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararı davalı Kargo Trans Ul.A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 250.000.000 TL. vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 14.03.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu karara bakıldığında acenta kargo şirketi adına işlem yaptığı için davanın kargo şirketi aleyhine açılmasında bir sakınca yok gibi gözüküyor.ancak ticaret kanununda da acenta adına dava açılabileceği de düzenlenmiş.
Madde 119 - Acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetlidir.
Bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acente müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir.
Bu hükümlere aykırı olan şartlar muteber değildir.
Faydalı olması dileğiyle..............
|