Mesajı Okuyun
Old 25-04-2009, 23:21   #7
Mehmet Fikri Ateş

 
İyi

Alıntı:
Ben bir karar buldum sizinlede paylaşmış olayım.
15.H.D. 3.11.2004 T. E:2240 K:5575

faydalı bir konuya temas etmişsiniz.teşekkürler..

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi

Esas: 2004/2240
Karar: 2004/5575
Tarih: 03.11.2004

ÖZET: Borçlunun katkısıyla 3. kişiden alınan taşınır ve taşınmaz malların alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla borçlunun eşi adına kayıt edildiği ileri sürülmektedir. Dava konusu malların doğrudan borçludan satın alınmamış olması davanın reddi için neden değildir. Kanıtlanması durumunda borçlunun kendi adına aldığı ve bedelini ödediği halde, isteği üzerine taşınmaz mallar ve aracın tapuda ve trafikte satıcı tarafından eşi adına tescili işleminde, borçlunun eşi yararına bir tasarrufta bulunduğu kabul edilmelidir. Çünkü bu durumda satın alınan malların bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış, ancak karşılığı olan mallar eşinin malvarlığına karşılıksız olarak girmiş olacaktır. Borçlunun bağış olarak eşi yararına ödediği bedel ve tapu ile trafikte eşi adına tescil isteği kapsam ve niteliği itibariyle borçlunun tasarrufu olduğundan, bu tasarruflar sonucu davalı eşin edindiği taşınmazlar ve araçtan İİK.nun 278/I. maddesindeki koşulları varsa, 283. maddesi hükmünce alacağın tahsiline imkan verilmek gerekir.

(2004 sayılı İİK. m. 269, 277, 278, 279, 280, 283)

KARAR METNİ:
Yukarıda gün ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat Alpaslan Yücel geldi. Davalı avukatı gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece borçlunun eşi üzerine kayıtlı malların kendi kişisel malları olduğu TMK.nun 269. maddesine göre başvurulabilecek ortaklık mallarından bulunmadığı ve borçlunun borcu nedeniyle bunların haczedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarruflarının iyiniyet kurallarına aykırılık sebebiyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını engellemek ve tasarrufa konu mal üzerinde cebri icraya devam imkanını getirerek alacağın tahsilini sağlamaktır.

Borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde üç grup altında düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunu hakimin takdirine bırakmıştır (YHGK. 25.11.1987 tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/812 Karar s. ilamı). Buna göre genel olarak borçlunun iptale tabi tasarruflarının, alacaklılardan mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yaptığı tasarruflar ile alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tasarruflar olduğu kabul edilmektedir.

Özetlenen bu hukuksal çerçevede somut olaya bakıldığında borçlunun katkısıyla 3. kişiden alınan taşınır ve taşınmaz malların alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla borçlunun eşi adına kayıt edildiği ileri sürülmektedir. Dava konusu malların doğrudan borçludan satın alınmamış olması davanın reddi için neden değildir. Kanıtlanması durumunda borçlunun kendi adına aldığı ve bedelini ödediği halde, isteği üzerine taşınmaz mallar ve aracın tapuda ve trafikte satıcı tarafından eşi adına tescili işleminde, borçlunun eşi yararına bir tasarrufta bulunduğu kabul edilmelidir. Çünkü bu durumda satın alınan malların bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış, ancak karşılığı olan mallar eşinin malvarlığına karşılıksız olarak girmiş olacaktır. Borçlunun bağış olarak eşi yararına ödediği bedel ve tapu ile trafikte eşi adına tescil isteği kapsam ve niteliği itibariyle borçlunun tasarrufu olduğundan, bu tasarruflar sonucu davalı eşin edindiği taşınmazlar ve araçtan İİK.nun 278/I. maddesindeki koşulları varsa, 283. maddesi hükmünce alacağın tahsiline imkan verilmek gerekir.

Bu durum karşısında mahkemece iptal davası koşullarının oluşup oluşmadığı incelenerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, deliller toplanmadan yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 375.000.000 TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak vekille temsil edilen davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istem halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 3.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Corpus Arşiv