20-04-2009, 21:53
			
							
		 | 
		
			 
            #2
		 | 
	
	| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		Mal rejiminin tasfiyesi esasen hem katkı payı/değer atışını hem de katılım alcağını içine alan genel bir üst başlık olarak düşünülmelidir. 
 
Bilindiği gibi katkı payı ve bağlı değer artışı hem mal ayrılığı( 2002 öncesinde) hem edinilmiş mallara katılma yasal rejiminde talep konusu olabilir.Burada önemli olan bir eşin diğer eşe kişisel mallarından,diğer eşin mal alınması,iyileştirilmesi için katkı yapmasıdır. 
 
Örneğin düğünde takılan takılar kadının kişisel malıdır.Bir  mal alımı için bu takılar ister 2002 öncesinde eşine  verilsin,ister 2002 den sonra verilsin ,durum değişmeyecek ve bu miktar karşılığı katkı payı olarak hesaplanacaktır. 
 
Katılım alacağı ise (Eşler yasal sürede noterde sözleşme yaparak ,edinilmiş mallara katılma rejiminin evliliğin başlangıcından itibaren geçerli olacağını kararlaştırmamışlarsa)1 Ocak  2002 tarihinden itibaren karşılığı verilerek elde edilmiş mali değerler için talep edilebilir. 
 
 
1-Bu nedenle  her iki  alacak sebebine bağlı olarak talepte bulunulacaksa mal rejimi tasfiyesi adı altında (katkı payı/değer artışı,katılım alacağı) tüm  dönem ve talepler eksiksiz bildirilebilir düşüncesindeyim. 
 
2-Tasfiye alacağının  varlığı ve miktarı başlangıçta tam bilinemeyeceği için  fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi bir dava açılması ve bilirkişi raporu doğrultusunda daha sonra dava değerinin  harcı ödenerek arttırılmasının uygun olacağı görüşündeyim. 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |