Mesajı Okuyun
Old 10-04-2009, 11:43   #6
Av. Nuran Paylaşan

 
Varsayılan

Önceki yasa döneminde her ne kadar kararlar arasında çelişkiler olduğu doğru ise de 4857 sayılı kanunla bu konu açıkca düzenlenmiştir. Bu sebeple alt-üst iverenlik çelişkisi yasal düzenleme ile giderilmiştir diye düşünüyorum. Saygılarımla.
4857 sayılı İş kanunu 2. maddesi;
“bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde …iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.Bu ilişkide asıl işveren,alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan ,iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.”

Yine maddenin gerekçesinde ;

“yapılan düzenleme ile ,doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan yükleme,boşaltma ,temizlik….gibi işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde ,asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabileceği hüküm altına alınmıştır.”

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/9610

K. 2007/19487

T. 18.6.2007

• ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ ( Asıl İşveren Alt İşverenin İşçilerine Karşı O İşyeri İle İlgili Olarak Kanundan İş Sözleşmesinden veya Alt İşverenin Taraf Olduğu Toplu İş Sözleşmesinden Doğan Yükümlülüklerinden Alt İşverenle Birlikte Sorumlu Olduğu )

• İŞE İADENİN PARASAL SONUÇLARINDAN SORUMLULUK ( Asıl İşveren Alt İşverenin İşçilerine Karşı O İşyeri İle İlgili Olarak Kanundan İş Sözleşmesinden veya Alt İşverenin Taraf Olduğu Toplu İş Sözleşmesinden Doğan Yükümlülüklerinden Alt İşverenle Birlikte Sorumlu Olduğu )

• TOPLU SÖZLEŞMEDEN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERDEN SORUMLULUK ( Asıl İşveren Alt İşverenin İşçilerine Karşı O İşyeri İle İlgili Olarak Sorumlu Olduğu - İşe İade Talebi )

• İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI ( Davacının Davalı İşverenler Aleyhine İşçilik Alacakların Davası Açtığı İçin İş Sözleşmesinin Feshedildiği Kabul Edilmesine Rağmen Bu Fesih Nedenine Göre Alt Sınırdan Belirlenmesinin Doğru Olmadığı )

4857/m.2, 18, 21

ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Alt asıl işveren ilişkisinde, asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur. Bu hüküm gereği davalı asıl işveren, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücret alacağından davalı alt işverenle birlikte sorumludur.
Ayrıca davacının davalı işverenler aleyhine işçilik alacakların davası açtığı için iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilmesine rağmen, işe başlatmama tazminatının bu fesih nedenine göre alt sınırdan belirlenmesi doğru değildir.
DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı P. Şirketi avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı asıl işveren E.T. P. Y. A.Ş ait A iş merkezinde diğer davalı alt işveren işçisi olarak ve güvenlik görevlisi olarak çalışan davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren aleyhine fazla mesai ücret alacaklarının ödenmesi üzerine sözlü olarak feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayanmadığını belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı E.T. P. Y. A.Ş şirket vekili, davacının diğer davalı şirket işçisi olduğunu davalıya husumet yöneltilmeyeceğim, şirketin M. Türk adına vekaleten işyerinde bu hizmeti yürüttüğünü, işe iade de muhatap olmadığını, diğer davalının işe başlatabileceğini başlatmama halinde ve gerekli ödemeleri yapmaması halinde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağını ödemek zorunda kalabileceklerini, davacının sadakat borcun aykırı davrandığını, iş şartlarında esaslı değişiklik yapılmadan görev yerinin değiştirildiğini ancak davacının kabul etmeyerek işyerini terk ettiğini, güven ilişkisini zedelemesi il değiştirilmesinin istendiğini, davacının diğer davalı ile imzaladığı sözleşmede görev yer değişikliği yetkisinin işverene verildiğini, dava tarihinde bir fesih olmadığını savunurken diğer P. şirket vekili de, güvenlik elemanı olan davacının açmış olduğu alacak davası ile işveren aleyhine baskı oluşturduğunu, hakkını kötüye kullandığını, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar içine girdiğini, asıl işveren diğer davalının değiştirilmesini talep etmesi üzerine ihtiyaç olan yerde görevlendirildiğini, ancak davacının bu görev yerine gitmeyerek devamsızlık yaptığını ve dava açtığını, işveren tarafından bir fesih işlemi yapılmadığını davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilmekle birlikte, davalı asıl işveren ET. P. Y. AŞ. Şirketine husumet yöneltilemeyeceği, feshin haksız olduğu gerekçesi ile, Davalı E.T. P. Y. A şirketi hakkındaki davanın husumetten reddine diğer davalı alt işveren hakkındaki davanın kabulü ile, feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESINE, işe başlatılmaması halinde 4 aylık ücret tutarında tazminatın belirlenmesine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından, asıl işveren olan davalı ET. P. Y. AŞ hakkında husumetten red kararı verilmesi ile 6 yıldır aynı işyerinde çalışan ve dava açtığı için iş sözleşmesi feshedilen davacının işe başlatmama tazminatının alt sınırdan belirlenmiş olması nedeni ile, davalı alt işveren tarafından ise cevap nedenleri ile temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının güvenlik görevlisi olarak davalı E.T. P.Y. AŞ.Şirketine ait A iş merkezinde diğer davalı alt işveren işçisi olarak çalıştığı, güvenlik hizmetinin yardımcı iş niteliğinde olduğu ve davalılar arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının davalılar aleyhine fazla mesai ücret alacağının tahsili için dava açması üzerine iş sözleşmesinin 14.07.2006 tarihinde yazılı bildirim yapılmadan feshedildiği, feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece feshin geçersizliğine ve davalı alt işveren işyerine davacının işe iadesine karar verilmesi doysa içeriğine uygun olduğundan davalı alt işverenin temyiz nedeni yerinde değildir.
Yukarda belirtilen madde uyarınca, alt asıl işveren ilişkisinde, asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur. Bu hüküm gereği davalı asıl işveren, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücret alacağından davalı alt işverenle birlikte sorumludur. Bu nedenle asıl işveren olan davalı E. T. P. Y. A Ş hakkında husumetten red kararı verilmesi hatalıdır.
Ayrıca davacının davalı işverenler aleyhine işçilik alacakların davası açtığı için iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilmesine rağmen, işe başlatmama tazminatının bu fesih nedenine göre alt sınırdan belirlenmesi doğru değildir. Zira Dairemiz uygulaması gereği, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinde belirtilen işe başlatmama tazminatının işçinin kıdemi ve fesih nedeni gibi olgular dikkate alınarak 4 ila 8 aylık yasal sınırlar içinde takdir edilmesi gerekir. Fesih sebebine göre bu tazminatın 6 ay belirlenmesi yerinde olacaktır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının P. KORUMA GÜVENLİK Hiz. A.ş. işyerindeki İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalıların müştereken ve müteselsilin sorumlu olmak kaydı ile ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer. haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yapmış olduğu 64.20 YTL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 450-YTL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, kesin olarak, 18.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/17081
K. 2008/12162
T. 12.5.2008
• ASIL ALT İŞVEREN İLİŞKİSİ ( Dava Dışı Şirket Davalılara Artış Yerinde Yardımcı İş Mahiyetindeki Temizlik ve Yemekhane Hizmetlerini Üstlendiğinden Davalılar İle Dava Dışı Şirket Arasında Olduğu )
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Dava Dışı Şirket Davalılara Artış Yerinde Yardımcı İş Mahiyetindeki Temizlik ve Yemekhane Hizmetlerini Üstlendiğinden Davalılar İle Dava Dışı Şirket Arasında Asıl-Alt İşveren İlişkisi Olduğu )
• KIDEM TAZMİNATI ( Dava Dışı Şirket Davalılara Artış Yerinde Yardımcı İş Mahiyetindeki Temizlik ve Yemekhane Hizmetlerini Üstlendiğinden Davalılar İle Dava Dışı Şirket Arasında Asıl-Alt İşveren İlişkisi Olduğu )
• BİRLİKTE SORUMLULUK ( Asıl İşveren İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat ve Alacaklardan Alt İşveren İle Birlikte Sorumlu Olduğu )
1475/m.14
4857/m.2
ÖZET : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dışı ... şirketi davalılara artış yerinde yardımcı iş mahiyetindeki temizlik ve yemekhane hizmetlerini üstlendiğinden, davalılar ile dava dışı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi vardır.
Asıl işveren iş sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacaklardan 1475/ I-son ve 4857/2. Maddesi uyarınca alt işveren ile birlikte sorumludur.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'un 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının İstanbul İş Mahkemesinde tazminat ve işçilik alacaklarına ilişkin olarak dava açtığı, Davalı olarak T. Güvenlik Sistemleri Temizlik ve İnsan Kaynakları Ltd. Şti, dahili davalı olarak ise U. Makina Takım San. AŞ. ve U. Park Danışmanlık ve Tic. AŞ'yi gösterdiği, yargılama sonunda davalılar U. Makine AŞ ve U. Park AŞ yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verildiği, diğer davalı yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairece "dahili davalı olarak gösterilen davalılar ( U. Makine Takım San. AŞ ve U. Park Danışmanlık ve Tic. AŞ ) yönünden husumetten ret kararının hatalı olduğu usulen açılmış bir davanın bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" belirtilmiştir. Anılan bozma kararında da belirtildiği gibi davalılar U. Makine Takım San. AŞ ve U. Park Danışmanlık ve Tic. AŞ hakkında usule uygun şekilde açılmış bir dava yoktur.
Diğer yandan dava dışı T. Güvenlik Sistemleri Temizlik ve İnsan Kaynakları Ltd. Şti davalılara ait işyerinde yardımcı iş mahiyetindeki temizlik ve yemekhane hizmetlerini üstlendiğinden davalılar ile dava dışı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi vardır.
Asıl işveren iş sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve alacaklardan 1475 Sayılı Yasanın I/son ve 4857 Sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca alt işveren ile birlikte sorumludur.
Bu nedenlerle davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMAASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.