Sayın Katılımcı;
Nafaka davasını boşanma davasından ayrı olarak açmışsınız bu haklarınızdan biridir.
Evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmeyen, şiddet uygulayan eşinize karşı şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açabilirsiniz.
Davada boşanmaya neden olan olaylarda eşinizin KUSURLU oluduğunu ispatlamanız gerekecektir. Bunun içinde, varsa darp raporları, savcılık şikayetleri, en yakın akrabalarınız da dahil olmak üzere tanık beyanlarından yararlanabilirsiniz.
Davanın açılması ile birlikte dava tarihinden itibaren, kendiniz ve çocuklarınız için TEDBİR, boşanmaya karar verilip kesinleşmesinden sonra kendiniz için YOKSULLUK , çocuklarınız için ise İŞTİRAK nafakası olarak devamını talep edebilirsiniz. Yoksululuk nafakası alabilmeniz için, fiilen çalışmıyor olmanız gerekmektedir.
yine boşanma ile mevcut ve beklenen menfaatlerinizin zarar görmesi ihtimali için maddi tazminata, kişilik haklarınızın saldırıya uğraması hali varsa da (dayak, aldatılma..) manevi tazminata hükmedilebilecektir. Talep edilmelidir.
Size ait olduğunu iddia ettiğiniz ev ve ziynet eşyalarınızdan iade edilmeyenler için de dava çama hakınız bulunmaktadır. Şartlarını ayrıntılarını bir avukatla görüşmelisiniz.
Savcılık şikayetiniz üzerine açılan davada eşiniz, işlediği darp suçu sabit olursa ceza alacaktır.
Yine siz 4320 sayılı kanun kapsamında da; en yakın aile mahkemesine müracaatla korunma kararlarından bir veya durumunuza uygun olan birden fazla koruma kararını aldırabilirsiniz.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:
Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;
a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,
b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin
birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,
c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,
d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,
e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,
f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.
Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eş veya diğer aile bireyine ihtar olunur.
Eğer şiddeti uygulayan eş veya diğer aile bireyi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise hâkim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak daha önce Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Bu Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icraî işlemler harca tâbi değildir." |
|
 |
|
 |
|
bu koruma kararları 6 ay için verilir süre sonunda yeniden talep edilebilirler.
Yine ayrıca 2002 yılından sonra evlilik birliği içinde karşılığı verilerek edinilmiş malllar üzerinde tasfiye payı alacağınız bulunmaktadır. bununli ilgili bir dava açılabilir. Sizin aldığınız veya alınmasına, korunmasına, güzelleştirilmesine katkıda bulunduğunuz eşiniz üzerine kayıtlı bir mal var ise bununla ilgili olarak da değer artış payı alacağınızı talep etme hakkınız bulunmaktadır.
Evlilik birliği içinde, eşiniz kendi borçlarından yine kendi malvarlığı ile sorumludur. Yani onun borcundan dolayı size ait mallar ve taşınmazlar üzerine haciz işlemi uygulanmaz.
Velayet hususunda ise, çocuklarınızın yaşları çok küçük oluduğu için ve babanın şiddet uygulama durumu da göz önüne alındığında velayetlerinin size verilmesi en doğal olanıdır.
Bulunudğunuz yer il barosuna yeni bir dava açmaya veya ceza davasının takibinde de ayrı bir avukatlık hizmeti almak istediğinizi belirten bir dilekçe ile tekrar başvurunuz.
Saygılar.