Selamlar,
Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu’na hoş geldiniz.
Sayın Admin sayesinde(sağolsun) bir çok çalışma grubumuz oldu. Benim de ilgimi çeken ve yer almak istediğim çalışma grupları önceden oluşmuştu. Ancak çalışma gruplarında yer almak zaman bakımından özveri gerektirdiği için (mahçup olmamak adına) yer almak istemedim. Nasıl olsa gerektiğinde katkıda bulunurum şeklinde düşünmekteydim. Ama Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu’na koordinatör oldum.
“Hukukçun dili nasıl olmalı?” Başlığı altında bazı meslektaşlarımızın bazı kelimeleri yanlış kullandığını yazdıktan sonra, bunları önleyebilmek için bir çalışma yapılabileceğini Sayın Admin’e iletmiştim. Yanlış kullanılan kelimelerden örnekler vermiştim. Mürafaa/Mürafa(murafa), Üstad/Üstat gibi…Bu yanlışların kaynağı ne olabilirdi? Hemen aklıma gelen nedenlerden birisi eğitim sistemimiz ikincisi ise fazla kitap okumamamızdır. Nedenleri sanırım ileride çoğaltabiliriz.
Bazı kelimeler ise iki şekilde kullanılmakta ve öyle kabul görmektedir. Entelektüel/Entellektüel, Grup/Gurup gibi…Örneğin ben, lisedeki öğretmenimizin “iki sessiz harfin arasında bir sesli harf bulunmalı” şeklindeki uyarısıyla “gurup” olarak kullandığım kelimeyi bundan böyle daha doğru bulduğum “grup” olarak kullanmaya çalışacağım. Bu konudaki tereddütler giderilebilir.
Yukarıda izah etmeye çalıştığım gibi, benim amacım yanlış kullanılan bazı kelimelerin (Yanlış/Yalnış, Yalnız/Yanlız gibi) katılımcı ismi zikretmeden tespit edip, doğrusunu yazmak idi. Ancak Sayın Admin çalışma grubu için Hukuk ve Türkçe başlığını önerince uygun buldum. Çünkü daha başından katılımcıların ilgisini çekecek bir başlık idi bu. Bir forumda hukuk dilinin neden Osmanlıca, Arapça ağırlıklı olduğu da tartışılmıştı.
Bu çalışma grubunda yer alışımın nedenlerini açıkladıktan sonra önemli bir hususu daha açıklayayım. Ben dil uzmanı değilim. Hatta kendi imlamı da beğenmem. Ama mümkün olduğunca yanlış kelime kullanmamaya çalışır, kelimelerin yazılışını da yanlış yazmamaya çalışırım. Dolayısıyla farklı bir misyon yüklemeye kalkıp, hayal kırıklığı yaşayanlar( ya da eleştirenler) olmasın lütfen… Ama imla kuralları konusunda yardımı olacak üyeler olursa ben seve seve kabul ederim. Hatta bilmediğim ya da tereddütte kaldığım hususlarla ilgili birkaç sorum hazır bile.
Kısacası çalışma grubu fikri benden çıktığı için koordinatör oldum, bu hususta yetkin olduğum için değil. Çalışma Grubu oluştuktan sonra başkan seçilir nasılsa…
Bu çalışma grubunun faydaları neler olabilir? Bir çok faydası olabilir. Ancak kime faydası olamaz diye sorarsak, iradi olarak kelimeleri yanlış kullananlara; ısrarla Chat Türkçe’siyle yazanlara ; “ben mevzuatı çok iyi bilirim varsın dilekçemde yanlış kelime bulunsun” ; “önemli olan kanun maddeleri ve içtihat hakim benim yazdığımı nasılsa anlar”; “ben dilekçemin sonunda saygı sunmam, onlar bizim üstümüz değil” diyenlere; dilekçelerinde hala tipeks kullanıp, daktilo veya bilgisayar yazısının yanına tükenmez kalemle çıkıntılar yapanlara; dilekçesinde ek gösterip eklemeyenlere ; dilekçesinde hasım vekile veya asile hakaret edenlere; mesleğe saygısı olmayanlara vs.vs…Hiçbir faydası olamaz diye düşünmekteyim.
Çalışma Grubuna katılmak isteyen üyeler bana özel mesaj atabilir ya da düşüncelerini buraya yazabilir. Gruba katılmak için, sadece hukuk ve Türkçeye ilgi duymak yeterlidir. Genç arkadaşlarımızın çekinmemesi gerekir hatta onların ilgisi bizi mutlu eder. Ancak ilgilenen arkadaşların, özveri kelimesinin anlamını da bilmeleri gerekmektedir.
Saygılarımla