Mesajı Okuyun
Old 26-03-2009, 11:52   #5
Bugrahan Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gonca Aydın
Merhaba.Müvekkil şirket çalışanı 2001 senesinde kaza geçirdi ve hayatını kaybetti.Anne ve babası 2006 senesinde maddi ve manevi tazminatı açarak olay tarihinden itibaren işlemiş faiziyle toplam 120.000,00 ytl tazminata hak kazandılar.Tarafımızdan karar temyiz edildi,ancak Yargıtay'ın onaması sonucu karar kesinleşti.Bunun üzerine,ölen işçinin kardeşleri de müvekkil şirkete manevi tazminat davası açtılar.Sorularım şunlar;

1-Olay tarihinin üzerinden 8 sene geçmesine rağmen,ölen işçinin kardeşlerinin manevi tazminat istemesi ne derece hakkaniyete uygundur ve buna ilişkin yargıtay kararları var mı?

2-Ölen işçinin anne ve babasının yüklü miktarda tazminat alması,kardeşlerin hakedeceği tazminatta bir indirim sebebi olabilir mi?(miras kalması açısından)

Yardımcı olursanız çok sevinirim.Şimdiden çok teşekkür ediyorum..

Merhabalar,

Benim zamanaşımına ilişkin yorumum biraz daha farklı olacak. Şöyle ki; BK.

Madde 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.
Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.

Ceza davası açılıp açılmadığına ilişkin bir bilgi vermemişsiniz ancak eğer ceza davası açılmamıssa BK 60. maddeye göre manevi tazminat dava zamanaşımı ceza kanunu gereğince ceza davasına uygulanacak zamanaşımı olacaktır. Olayın oldğu tarihte 765 sayılı TCK mevcuttur. Bu kanunun 102. maddesinde belirtilen dava zamanaşımı sürelerine göre manevi tazminat davasının zamanaşımı süresini bulmak gerekmektedir. ( İş kazasının ayrıntılarını bilemediğimiz için bu konu hakkında yorum yapamıyoruz.) Tabi süreç içinde zamanaşımını kesen veya durdurun olaylar olduysa bu hususun ayrıca değerlendirilmesi gerekecektir.

Kardeşlerin açtığı manevi tazminat davasının esasına ilişkin ise; Anne babanın kazandığı manevi tazminat miktarının ne kadar olduğu önemlidir, mahkeme belki bu miktarla bir kıyaslama yapabilir. Ancak manevi tazminatın amacının zarar görenin acısını bir nebze olsun azaltmak olduğu düşünülürse 8 sene sonra açılan manevi tazminat davasının bu acıyı dindirmek değil de zenginleşmek amacı doğurduğu görülebilir. Manevi tazminat davası kesinlikle bir zenginleşme aracı olarak kullanılmamalıdır. Bu husus üzerine gitmek faydalı olabilir.

İyi çalışmalar.