|
Alıntı: |
|
|
|
|
Yazan adnan koray |
|
|
|
|
|
|
|
Çok güzel bir soru.
Baki Kuru bu konuda şöyle demektedir: " Mümmeyiz küçük ve mahcurların dava ehliyetine sahip oldukları yukarıdaki üç halde ( bunlar: Kişiye sıkı olarak bağlı haklar, Bir meslek ve sanatın gerektirdiği işlemler, tassaruf hakkı kendisne bırakılan mallar hakkında) küçük veya mahcur dava açmaz ise, dava kanuni temsilci tarfaından açılabilir mi? Yargıtay'ın soruya olumlu cevap verdiği anlaşılmaktadır. Kanımca, yukarıdaki üç halde dava açma ve takip etme yetkisi yalnız küçük ve mahcura aittir. Küçük ve mahcur davayı açmak istemezse, kanuni temsilci davayı açamaz...." ( Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı, cilt 1, sh. 1045)
Ek: Konu açılmışken Rona Serozan hakkında şunları söyleyebilirim: Onun kitapları okuduğunuz zaman sanki Alice harikalar diyarındaymış gibi hissedersiniz. Hukukçu olmanın zevkine varırsınız.Hukuku Ezberden değil; derinliklerinde gezersiniz. O bambaşka bir hukukçudur...
|
|
|
|
|
|
Sayın Adnan Koray,
Yanıtınızın benim için çok önemli olduğunu belirtmem gerekir, çok teşekkür ederim.
Baki Kuru'nun buna ilişkin yazdıklarına mutlaka bakacağım.
Rona Serozan konusunda size katılıyorum, hukukçu olmanın zevkini yaşatan bir hukukçu, gerçekten bambaşka...
Saygılarımla