Mesajı Okuyun
Old 10-03-2009, 21:30   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/289
Karar: 2007/2367
Karar Tarihi: 06.03.2007

ÖZET: Davacının taşınmaz üzerinde kullandığı bir da¬iresinin bulunmasına ve davalının satın aldığı paya isabet eden dairenin de satıcılar tarafından davalıya satıldığının bilinmesine göre davacının davalıya satılan pay nedeniyle önalım hakkını kullanması dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz. Bu durumun gözetilerek karar verilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 2, 732) (YİBK. 14.02.1951 T. 1949/17 E. 1951/1 K.)

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kâğıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık önalım hakkının kullanılmasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.

Olayımıza gelince; önalım hakkına konu paya ilişkin taşınmaz tapuda tarla vasfıyla 2044 parsel olarak kayıtlı bulunmaktadır. Taşınmaz üzerine bir kısım paydaşlarca 3 kat 4 daireli bir bina yapıldığı ve her bir dairenin paydaşlarının belirlendiği ve bu dairelerin paydaşlarca fiilen kullanıldığı gerek tarafların gerekse tanıkların anlatımından açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim binada birinci kattaki bir daire ile 2. kattaki dairenin davacı R.'ye ait olup davalıya satılan Ş.'ye ait dairenin ise bodrum kattaki daire olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ana taşınmazda paydaş sayısının fazla olması ve her bir paydaşa bir daire isabet etmemesi mevcut da¬irelerin kullanılış biçimini etkilemeyeceği gibi eylemli kullanmanın varlığını bertaraf edecek bir durumda yaratamaz. Davacının taşınmaz üzerinde kullandığı bir dairesinin bulunmasına ve davalının satın aldığı paya isabet eden dairenin de satıcılar tarafından davalıya satıldığının bilinmesine göre davacının davalıya satılan pay nedeniyle önalım hakkını kullanması Medeni Kanun'un 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek eylemli kullanmanın söz konusu olmadığından bahisle yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

saygılar,