Mesajı Okuyun
Old 09-03-2009, 20:45   #18
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Barış

Duygusal bir bölgede yaşıyorsunuz. Mesajlarınızı bu duygusallık çığı altında ''hassasiyetle'' yazmanızı anlayabiliyorum. Ancak yine de hassasiyetin adalet duygusundan uzaklaşmasına izin vermemek gerek.

Bir zihniyetin yanlışını tekrarlayanların yaptığı da başka bir ''zihniyet'' oluşturur. Yapılan yanlış avukatı müvekkiliyle özdeşleştirmektir.
Alıntı:
Siz bu zihniyeti savunmak isterseniz siz bilirsiniz
Avukatı müvekkiliyle birlikte sanık sandalyesine oturtma yanlışını siz de yapmayın. Avukat hiç bir zaman zihniyeti savunmaz.
Alıntı:
ama bu şekilde mesleğe sıkılan kurşunu ben savunmam,savunmak isteyeni de kınarım.
Meslek kurallarına uygun davranılmazsa da mesleğe kurşun sıkılmış olur. Sanık avukatını müvekkiliyle özdeşleştirmekle de mesleğe kurşun sıkılmış olur. Avukatlık mesleğine bir polis kurşun sıkarsa sadece suç işlemiş olur. Ama avukatlık mesleğine bir avukat kurşun sıkarsa intihar etmiş olur.
Alıntı:

Unutmayın bu kurşunlar yarın size de sıkılabilir!

Kurşunun kime sıkıldığı önemli değil. Burada tartıştığımız konu mağdurun uğradığı haksızlık değil, sanık avukatının uğradığı haksızlık.
Alıntı:
Hukuku hiçe sayarak yapılan bu eylemin savunulacak bir yanı olamaz...
Sanık hukuku hiçe sayabilir. Ama avukatlar hukuku hiçe sayamaz. Hukuku hiçe sayarak sanığı savunmasız bırakmak kısas sayılır. Halbuki adalet intikamdan daha fazla bir anlam taşımalı.

Vurulan avukat da olsa adalet yerini bulmalı. Adalet aranırken mahkemede bir de sanık avukatı bulunmalı. Yoksa avukatların var olma nedeni yok olur.

Saygılarımla