 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Cengiz Aladağ |
 |
|
|
|
|
|
|
Yargıtay'ın, zamanaşımına uğramış bonoyu senet (yazılı delil) değil, yazılı delil başlangıcı sayması da ilginç geliyor bana.
|
|
 |
|
 |
|
Bu başlığı başka bir başlığı okurken yeni gördüm.O nedenle biraz gecikmiş bir cevap oldu..
Sayın Av.Cengiz Aladağ,
Bence Yargıtay'ın zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil(Kesin delil) kabul etmemesi haklı ve mantıklıdır.
Neden?
Çünkü,farzedelimki Yargıtay zamanaşımına uğramış bonoyu yazılı delil (senet) saymakta. Ve yine farzedelim

Ben, borçlusu siz alacaklısı benim olduğum 100.000 TL'lik bir bonoyu avukatım vasıtasıyla takibe koydum.Avukatımda zehir gibi olduğundan

senedi takibe koyarken
biliçli olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla değilde genel haciz yoluyla takibe koydu. Sonra ödeme emri tarafınıza geldi, açıp bir baktınız o da ne taş gibi bono kambiyo senetlerine mahsus yolla değilde genel haciz yoluyla takibe konulmuş ve örnek 7 yollanmış

Sizde, " Şuan zaten ekonomik kriz var, bende bu aralar biraz nakde sıkışığım, en iyisi itiraz edip takibi durdurayım "

diye düşündünüz ve takibe itiraz ederek durdurdunuz. Bunun üzerine avukatım A, hemen ilgili mahkemede itirazın iptali davası açtı ve bir kesin delil sayılan senedi (yazılı belge) yani bonoyu " işte elimizde yazılı delil var " diyerek mahkemeye sundu. Siz de buna mukabil ödemeye ilişkin yazılı delil sunamadığınızdan mahkeme bi güzel takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına ve nisbi vekalet ücretine hükmetti. Oldu borç şimdi 152.000 TL..
Ne dersiniz ?..