Dava, dava dilekçesinin verilmesi (havale, harç yatırma gibi prosedürleri atlıyorum) ile açılır, davalının 10 gün içinde cevap vermesi gerekir. Ancak uygulamada ilk celseye kadar süre tanınıyor. Sonra davalı cevap dilekçesini karşı yana verir ve cevap dilekçesine cevap vermek için (düplik) zaman başlar. Sonra davalı da davacının sunacağı dilekçeye cevap verir..Uzayıp gitmez tabi, hakim mutlaka bir yerde dur diyecektir
Davalının vermesi gereken zamanda sunmadığı cevap dilekçesini, beyanda bulunarak -ki buna düplik diyebiliriz- kabul etmediğimizi, fazlaya ilişkin haklar ile mukabil delil bildirme hakkımızı saklı tutarak hemen bildirirsek, lehimize durum yaratırmışız gibi hissediyorum. Süresinde cevap vermeyen davalının, sizin beyan ettiğiniz hususlar dışında iddialarda bulunmasının savunmayı değiştirme ve genişletme yasağına takılacağını bildirmemizin önemli olduğunu düşünüyorum. Hele ki beyanımızı bir-iki gün içinde sunarsak, hakim dosyayı daha unutmamışken (yoğun işlerden dolayı sonraki tarihlerde hatırlamıyor olabilir) bu hususa dikkat çekerseniz hakim de dikkati kayda değer görebiliyor.
Zaten ben bunu düplikte yapacağım diyorsanız da ortada düplik sayılabilecek bir dilekçenin olmadığını söylesem? Yani zaten cevap verilmemiş size, düplik anlamsız olacak. Ancak beyanda bulunabilirsiniz, delil bildirebilirsiniz. Sizinki cevaba cevap olmayacak, dava dilekçesi yanında delilleri bildirme ve beyanda bulunma (beyanda bulunursanız) olacak. Yanlış mı oldu?
Cevap dilekçesi ile reddediyoruz ama size verilmiş bir cevap dilekçesi var mı? Ankara'da bir duruşmamda, davalı yan vekili vardı ama cevap dilekçesi sunmadılar, ben de fark etmemiştim, taraflara delil için süre de verildi. Ertesi gün beyan ve delil dilekçemle hakim karşısına çıkıp pozisyonu anlattım. O da süreler konusunda dikkatli davrandığını beyan etti. Celsede tekrar ettim tabi ama sonuç ne derseniz nakille buraya(Çorlu'ya) gelince dosyanın akıbeti hakkında bilgi sahibi olamadım.
