 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Ayşegül Çoban |
 |
|
|
|
|
|
|
Bahsettiğiniz durumla alakalı Yargıtay Kararı mevcut mu?
|
|
 |
|
 |
|
Sayın meslektaşım,
Sıkıntılı durum ile ilgili olarak, mahkemenin tefhim ettiği karar ile gerekçeli hükmünün paralel olması, aynı ayrıntıları içerir olması, açık, anlaşılır ve karşılaştırma yapmaya uygun olması gerekir.
Gerekçeli kararın tarafınıza tebliği ile kararı temyiz ediniz. Yukarıda açıkladığım noktada eğer bir eksik var ise, mahkeme temyizin reddi EK kararını verdikten ve bu kararın da tarafınıza tebliğinden itibaren 10 gün içinde yine temyiz edersiniz ve bir sorun kalmaz.
Aşağıya sunduğum kararda da görüleceği gibi, temyizin reddi karının incelenmesinden sonra, ASIL TEMYİZ sebeplerini incelemeye geçmektedir.
Tefhim yasal unsurları ile yapılmamıştır umarım demekten başka çare yok sanırım...
T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/4362
Karar: 2005/7624
Karar Tarihi: 12.09.2005
ÖZET: İstihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu durumda, davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmolunması usul ve yasaya aykırıdır.
(2004 S. K. m. 97) (1086 S. K. m. 388, 432, 489, 512) (492 S. K. m. 16)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3. kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin yerel mahkemenin 14.03.2005 tarihli ek kararının yine davacı (3. kişi) vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mesut Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Karar: 1-
Yerel Mahkeme, temyiz isteminin kanuni süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı bu kararı dahi temyiz etmiştir. O halde, bu yön üzerinde özellikle durulmalıdır. Hükmün, tefhiminin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 489. maddesinin yollamada bulunduğu aynı Kanunun 388 nci maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığından Yasada öngörülen 10 günlük temyiz süresinin geçtiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından mahalli mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararın bozulması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
2- İstihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu durumda, davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmolunması usul ve yasaya aykırıdır.
3- İstihkak davaları İİK 97/11 ve HUMK'nun 512 maddeleri gereği genel hükümlere göre görülür ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi ile 1 sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabidir. Dava kabul edildiğine göre alacak tutarından az olan mahcuz değeri 14.295,00 YTL üzerinden %45 oranında nispi karar ve ilam harcı hesaplanması gerekirken peşin alınan harcın karar harcına mahsubuna demek suretiyle eksik harç alınması usul ve yasaya aykırı olup bu yön kamu düzenine ilişkin bulunduğunda temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın hükmün bu yönden bozulması gerekirse de bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılamasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi gereğidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında yer alan, davacı yararına hükmolunan vekalet ücretine ilişkin <150.000.000 TL> rakamı silinerek yerine <1.529,50 YTL> rakamının yazılmasına, < peşin alınan harcın karar harcına mahsubuna> sözcüklerinin silinerek <mahcuz değeri üzerinden hesaplanan 771,93 YTL harçtan peşin alınan 166,00 YTL'nin mahsubu ile geriye kalan 605,93 YTL harcın davalılardan tahsiline> sözcüklerinin eklenmesine, hükmün değiştirilen ve düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesini, 12.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Denemeye değebilir.
Şu da var ki, temyizin reddine yönelik ek kararı her zaman yasal süresi içinde temyiz etme hakkınız elbette vardır.
Saygılarımla.