Mesajı Okuyun
Old 25-02-2009, 18:04   #9
arbitrator

 
Varsayılan

Tüzel kişiler tüketici olabilirse de, "tüzel kişi tacirler" kesinlikle tüketici olamaz.

Yazımda açıklamaya çalıştığım şekilde tüzel kişi tacirlerin adi alanı yoktur.

Bunda amaç, bir yandan onlarla ilişki içinde olanları korumak; diğer yandan da ticari hayatın hızı içinde gecikmelere meydan vermemektir.

Zira şirketler (tüzel kişi tacirler) kural olarak mal varlıklarıyla sorumludur ve bu mal varlıkları ticari işletmenin unsurlarını da içermektedir. Siz dev bir fabrikaya mal satarken, bedelini her halükarda o fabrikadan alabileceğinizi düşünerek davranırsınız. Bir bakıma şirketin mal varlığı sizin için teminattır.

Ama eğer şirkete de bir "tüketici" vasfı tanırsanız, mal varlığını ayırmak gerekir.

Tüzel kişi tacirin ticari sahada kullanılmamak ve günlük kullanıma ilişkin tüketim malları aldığını düşünelim.
Kimi zaman bu malların belirlenmesi nerede ise imkansız olacaktır.
X şirketinin Y semtinde bir muamele merkezi, Z mahallesinde de fabrikası var. Muamele merkezinde sadece üç kişi sadece telefona bakmaktadırlar.
Şimdi aynı şirketin muamele merkezinde kullandığı elektriği, suyu tüketici hukukuna tâbi kılıp, fabrikada kullandığı elektriği ve suyu sanayi tarifesine göre hesaplamak ne derece yeknesaklık sağlayabilir.

Fabrikaya damacana ile su alınıyorsa, bu oradaki işçiler içsin, işlerini yapsın diyedir. Yoksa yenge hanımın yaptığı kahve lezzetli olsun diye değil.

Ticari satımlarda ayıp ihbar, muayene ve dava açma süreleri kısadır. Şimdi siz eve bilgisayar aldığınızda "sözleşmeye dayalı garanti"den 2 yıl boyunca yararlanırsınız. Ama tacir yine de 2 ve 8 günlük ve 6 aylık süreyle bağlıdır. Bu süreleri kaçırdığında ancak "tamir"e ilişkin garantiden yararlanır.

Bir tacire mal satan diğer taciri, 2 yıl boyunca bekletemezsiniz.
Ama tüketiciye mal satan perakendeci, zaten bu süreyi beklemeyi üstlenmiştir.
Esasen TTK.m.6 gereği, bu süreleri değiştiremezsiniz de.

NOT: Sn. Prof. Dr. Ahmet Battal Beyefendi'nin "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Yönünden Tacirlerin Tüketici Sıfatı" adlı eserinde bu fikrin aksi savunulmaktadır; bir diğer ifade ile sizin görüşünüzü destekler niteliktedir. Literatür açısından paylaşmak istedim (bkz., Prof. Dr. Ali Bozer'e Armağan, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara 1998, s. 313, 332).

Saygılarımla.