Mesajı Okuyun
Old 16-06-2006, 14:13   #14
Av.AygülKat

 
Varsayılan

duruşmalara girilmemesi kararını başlangıçta ben de garipsedim. zaten 3-4 ay sonrasına verilen duruşmalar bir de bizim yüzümüzden 3-4 ay sonrasına ertelenmiş olacaktı.
ve öldürülen bir avukatsa, müvekkilin suçu neydi. vs.

ama daha sonra, bunun çok da haklı bir gerekçe olmadığımı düşündüm. o müvekkilin işini yaparken birgün aynısının benim(bizim) başımıza gelmeyeceğini kim garanti edebilir ki. kaldı ki, bu eyleme gönül rahatlığıyla katılmak için müvekkilin rızası dahi alınabilirdi. Ve hiçbir müvekkilin “ölenden bana ne” veya “avukatlara yapılan saldırıdan bana ne” diyeceğini sanmıyorum.

olayın diğer bir boyutu da;
mesela bir baro odasına saldırı düzenlenmiş olsa ve orda bulunan 15-20 avukat öldürülmüş olsa, yine aynı şeyi mi düşünürdük?? hayır!
bence, protestonun şeklini onaylamama sebebimiz biraz da, ölenin sonuçta 1 (bir) kişi olduğu, diğer bir deyimle de bıcağın henüz kemiğe dayanmadığı düşüncesidir. Yani bir kişinin ölümüne karşılık bütün avukatların duruşmaya girmemesi ağır bir yaptırımmış gibi. Oysa bir eylemin ses getirmesi için bu tip bir yaptırıma sahip olması da gerekir. O yüzden, temizlik işçileri eylem yaparken elbette çöpler toplanmayacaktır, gişe personeli eylem yaparken elbette trafik felç olacaktır. Zira, yapılan eylemle güçlerini göstermiş olmuyorlar mı ve bir eylemden olumlu sonuç alınması için de gerekli olan bu değil midir. Üretimden gelen gücünü kullanmak...

ayrıca, alınan kararın yanlış olduğu düşünülse bile, mesleki örgütümüzü bu anlamda yalnız bırakmamanın gerekliliğine inanıyorum. Avukatların gerektiğinde nasıl birlik olduğu ve bütünleştiği bu tip eylemlerde gösterilmelidir. Daha sonra tartışmasını kendi aramızda uzun uzun yaparız, bu ayrı bir konu.

Sevgiler...