Mesajı Okuyun
Old 23-02-2009, 13:31   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Doç. Dr. Sami KARAHAN, Anonim Şirketlerde Tasfiye, Konya 1998, s.261:
İsviçre-Türk Hukukunda hakim olan kanaate göre ise, terkin şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi ve organların ortadan kalkmasına, işletme ve işletilme imkanının yok olmasına ve davalı ve davacı olma ehliyetlerinin kaybına yol açar. Bununla birlikte terkin, kuruluşun tescilinden farklı olarak ihdası değil ihbarı etkiye sahiptir. Bu nedenle, anonim şirket sicilinden terkin edilmiş olmasına rağmen, sonradan şirkete ait tasfiye edilmesi gereken borçların, tahsili gereken alacakların veya bir mal varlığının mevcut olduğunun anlaşılması, yani tasfiyenin tamamlandığına ilişkin beyanın asılsızlığının tespiti halinde, şirketin ticaret sicili yeniden tescili mümkün ve hatta zorunludur. Nitekim Yargıtay’ın görüşü de bu istikamettedir. Hatta, bazen, öyle bir zorunluluk şirketin terkininden on yıl sonra ortaya çıkabilir. Zira alacaklılar veya pay sahipleri lehine tevdi bulunan meblağlar üzerine ancak on yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra tasarruf olunabilir.