Mesajı Okuyun
Old 18-02-2009, 15:02   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Fakat acaba bir Yüksek Mahkeme içtihadı yok mudur?

Alıntı:
Yazan 1086 SAYILI KANUN
Madde 388 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 05.03.1985 RG NO: 18685 KANUN NO: 3156/16)
Karar aşağıdaki hususları kapsar;

1. Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği,

2. Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,

3. İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep,

4. Hüküm sonucu ile varsa (MÜLGA İBARE RGT: 07.10.2004 RG NO: 25606 KANUN NO: 5236/14) (YÜRÜRL. TARH.: 01.06.2005) (KOD 1) kanun yolu ve süresi,

5. Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları,

Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

Alıntı:
Yazan Anayasa
D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması

Madde 141 - Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.

Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.

Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.

Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.



Bence de yargıtay kararına ihtiyaç yok ama talep ettiğiniz için bir tane ekliyorum.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/5668
Karar: 2005/10028
Karar Tarihi: 14.06.2005

ÖZET : Anayasanın ilgili maddesindeki hüküm gereğiyle;mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yapılması zorunludur.Mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, uzlaştıkları ve uyuşmazlıkta kaldıkları hususlar ve bunlar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri sabit görülen olaylarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin bulunması gerektiğini hükme bağlanmalıdır.

(1086 S. K. m. 388) (2709 S. K. m. 141)

Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalının vekilliğini yürüttüğünü ancak davalının ücret sözleşmesinde kararlaştırılan yükümlülükler ile vekil olarak görevini yürütmesi için gerekli masraf ve belgeleri vermediğini, vekalet ücretinin sürüncemede bırakıldığını, davalının sözleşmeye aykırı davranması sonucu vekalet görevinden haklı olarak istifa etmek zorunda kaldığını, davalının istifayı kabul ederek 31.12.1998 tarihli azilnameyi gönderdiğini ileri sürerek ücret alacağı için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali ile 1.889.650.000 Tl. alacağının tahsilini istemiştir.

Davalı, davacının vekalet görevini layıkıyla yerine getirmediğini, istifasının haklı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının 24.12.1998 tarihli dilekçe ile avukatlık görevinden istifa ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yapılması zorunludur. HUMK.nun 388/3 maddesi mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin bulunması gerektiğini hükme bağlamaktadır. Davacı bu davada haklı sebeplerle avukatlık görevinden istifa ettiğini iddia etmesine, mahkemece de davanın kabulüne karar verilmesine rağmen davacının istifasında haklı olup olmadığı hususun da kararda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı gibi, kararın usulün 388/3 maddesinde yer alan hususlarda taşımadığı anlaşılmaktadır. Oysaki az yukarıda açıklandığı üzere mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması Anayasa hükmü olduğu gibi kararında usulün 388. maddesinde yer alan hususları kapsamı zorunludur. Mahkeme kararının bahsi geçen yasa hükümlerine aykırı olduğu görülmektedir. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek gerekçesiz bir şekilde ve usulün 388/3 maddesine aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,peşin harcın istek halinde iadesine, 14.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla.