16-02-2009, 15:55
|
#4
|
|
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
E. 2000/4199
K. 2000/5864
T. 13.4.2000
TİCARİ MÜMESSİLİN KAMBİYO TAAHÜDÜNDE BULUNMASI
TEMSİL YETKİSİ
ÖZEL YETKİ
TİCARİ MÜMESSİL ÖZEL BİR YETKİSİ OLMADAN KAMBİYO TAAHHÜDÜNDE BULUNABİLİR. VEKALETNAMENİN KAPSAMINA GÖRE VEKİLİN ASIL BORÇLUNUN TİCARİ MÜMESSİLİ OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR. TEMSİL SELAHİYETİNİN GERİ ALINMASI, TİCARET SİCİLİNE KAYIT VE İLAN EDİLMEDİKÇE İYİNİYETLİ 3. ŞAHISLAR HAKKINDA GEÇERLİ OLACAĞINDAN VEKİLİN AZLEDİLDİĞİNDEN BAHİSLE TAKİBİN İPTALİ YASAYA UYGUN DEĞİLDİR.
818/md. 388, 450, 452, 453
Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 9.3.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyaya sunulan 7.8.1980 gün, .... yevmiye nolu ve Ankara Birinci Noterliğince düzenlenen vekaletnamede borçlu tarafından vekile kambiyo taahhüdünde bulunmak üzere özel yetki verildiği görülmektedir. BK.nun 388. maddesi gereğince vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için özel yetkiyi haiz olması gerektiği gibi, ticari vekilin böyle bir taahhüt altına girmesi de aynı kanunun 453. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır. Ancak, BK. 450. maddesine göre ticari mümessil böyle özel bir yetkisi olmadan kambiyo taahhüdünde bulunabilir. Kaldı ki, yukarıda belirtilen vekaletnamede sözü edilen özel yetki vardır. Somut olayda borçlunun adına senedi ciro eden kişiye verdiği vekaletname gereği borçlu, bütün ticari işlerinde vekilinin imzası ile temsil edilmektedir. Vekaletnamenin açıklanan kapsamına göre Asıl borçlunun ticari mümessili olduğu kabul edilmelidir. ( HGK 30.1.1980 tarih 1692-170 SK) BK.nun 452. maddesi gereğince mümessil tayin edilirken tescil edilmemiş olsa bile, temsil selahiyetinin geri alınması halinde keyfiyetin ticaret siciline kayıt edilmesi zorunludur. Temsil selahiyetinin geri alınması, ticaret siciline kayıt ve ilan edilmedikçe bu selahiyet iyiniyetli 3. şahıslar hakkında geçerlidir. Bu itibarla vekilin azledildiğinden bahisle takibin iptali yasaya uygun bulunmamaktadır. Mercice yapılacak iş borçlunun sair itiraz nedenleri incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
--------------o------------------
|