Sayın meslektaşım,
Öyle sanıyorum ki aradığınız karar bu. Sadece karar tarihi farklı...
T.C.YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/9649
K. 2005/12760
T. 6.12.2005
• ÖDEME EMİRLERİNİN İPTALİ TALEBİ ( Zimmetinde Sayılan Borç Nedeniyle 3. Şahıs Hakkında 6183 Sayılı Kanunun 54 Vd. Maddelerindeki "Cebren Tahsil ve Takip Esasları"na İlişkin Hükümlerin Uygulanmasını Gerekli Kıldığı )
• PRİM BORÇLUSUNUN 3. KİŞİLERDEKİ HAK VE ALACAKLARININ HACZİ ( Kamu Alacağı İçin Ödeme Emri Çıkarılmadan Haciz Uygulanması ve Cebren Tahsil Yollarına Başvurulması Yasaya Aykırı Olduğu )
• CEBREN TAHSİL VE TAKİP ESASLARI ( Zimmetinde Sayılan Borç Nedeniyle 3. Şahıs Hakkında 6183 Sayılı Kanunun 54 Vd. Maddelerindeki "Cebren Tahsil ve Takip Esasları"na İlişkin Hükümlerin Uygulanmasını Gerekli Kıldığı )
• KAMU ALACAĞININ TAHSİLİ ( Kamu Alacağı İçin Ödeme Emri Çıkarılmadan Haciz Uygulanması ve Cebren Tahsil Yollarına Başvurulması Yasaya Aykırı Olduğu )
6183/m.54, 58, 79
2004/m.72
ÖZET : Zimmetinde sayılan borç nedeniyle 3. şahıs hakkında 6183 sayılı Kanunun 54 vd. maddelerindeki "cebren tahsil ve takip esasları"na ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Kamu alacağı için ödeme emri çıkarılmadan haciz uygulanması ve cebren tahsil yollarına başvurulması yasaya aykırıdır.
DAVA : Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi E. T. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Prim borçlusunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için 6183 sayılı yasanın 79. maddesi uyarınca gönderilen 17.01.2005 tarihli haciz bildirisine, yasal süresi geçirildikten sonra 28.01.2005 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden yazıyla cevap verildiği gerekçesiyle, borcun davacı banka zimmetinde kaldığının kabulüne dayalı olarak çıkarılan ödeme emrinin iptaline yönelik davanın yargılaması sonucunda, davacının bildiride adı geçen prim borçlusunun hak ve alacağının bulunmadığına ilişkin cevabının 7 günlük yasal süre geçtikten sonra kuruma ulaştığı ve borcun banka zimmetinde kaldığı gerekçesinden hareketle davanın reddine karar verilmiştir.
6183 Sayılı Kanunun "3.şahıslardaki menkul malların alacak ve hakların haczi" başlığını taşıyan 79. maddesi hükmüne göre; kamu borçlusunun 3. şahıslardaki anılan madde kapsamına giren menkul mal alacak ve haklarının haczine ilişkin bildirime ( haciz ihbarnamesine ) karşı 3.şahıs tarafından 7 gün içerisinde itiraz edilmediği taktirde mal elinde, borç zimmetinde kalmış sayılacak ve 3. şahıs bu Kanun hükümleri çevresinde takibata tabi tutulacaktır. 3. şahsın bu Kanun hükümleri çevresinde takibata tabi tutulması ise zimmetinde sayılan borç nedeniyle 3.şahıs hakkında 6183 Sayılı Kanunun 54. ve devamı maddelerindeki "cebren tahsil ve takip esasları"na ilişkin hükümlerin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda 3.şahsa karşı zimmetinde sayılan bu borçtan dolayı cebren tahsile geçilmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının, yani ödeme emrinin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için ödeme emri çıkarılmadan haciz uygulanması ve cebren tahsil yollarına başvurulması yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan 6183 Sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre de; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kamu borçlusu tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde açacağı iptal davasında "böyle bir borcu olmadığı" nedenine dayanabilir. Kamu borçlusunun bu davada hukuken ve maddeten böyle bir borcu olmadığını kanıtlayarak ödeme emrini iptal ettirmesi mümkündür. 6183 Sayılı Kanunun 79. maddesi hükmünde öngörüldüğü üzere yasal sürede itiraz edilmemesi nedeniyle haciz bildirisinin kesinleşerek hacze konu borcun 3.şahıs zimmetinde sayılması takip hukuku alanında bir kesinleşme olup bu durumun; özellikle 6183 Sayılı Kanunda İcra İflas Kanununun 72. maddesine muadil bir hüküm bulunmadığı, menfi tespit davası açılmasına yasaca cevaz verilmediği olgusu gözetildiğinde; ödeme emrine itiraz kapsamında İş Mahkemesinde açılacak bir davada 3.şahsın maddi hukuk anlamında borçlu olmadığını kanıtlamasına yasal engel teşkil etmeyeceği söz götürmez. Hal böyle olunca 3. şahsın 6183 Sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre Kurum aleyhine açacağı ödeme emrinin iptali davasında Kurum borçlusuna karşı borçlu olmadığını yada malın yed'inde bulunmadığını iddia ve ispat etmesi mümkündür.
Açıklanan maddi ve hukuki gerekçeler ışığında, davacı bankada Kurum borçlusu işverenin alacağının bulunup bulunmadığı konusu banka kayıtları da incelenmek suretiyle gereğince ve yöntemince araştırılıp irdelenmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgı lı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcın istek halinde ilgiliye iadesine 06.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Kazancı İçtihat Bankası