Görüşüm doğrultusunda bulabildiğim içtihatlar:
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E:1998/2456
K:1998/3042
T:12.03.1998
2004 s. İİK K. m. 17,18,110
Yukerıda tarih ve numaraşı yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 25.2.1998 tarihinde gonderilmiş olmakla okundu ve geregi gorüşülüP düşünüldü.
Haciz konulan taşınmazlara tapu iptal ve tescil ilamı ile malik olup adlarına tescil yapılan şikayetçilerin haczin kaldırılması istemi ile yaptıkları sikayet kamu düzeni ile ilgili olup sureye tabi degildır. Ayrıca acılan tapu iptal ve tescil davasında haciz alacaklılarının taraf olmaması şikayetçilerin mülkiyet hakkına dayalı istemlerinin incelenmesine engel degildir. Borçlu sıfatı bulunmayan sikayetcilerin isteminin kabulu ile haczin kaldırılması gerekırken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda açıklanan nedenle İİK.366 ve HUMK.428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E:2001/10806
K:2001/11589
T:26.06.2001
Yükerıda tarih ve numarası yazı1ı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüP düşünüldu :
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre 3. kişi taşınmaz malikinin haczin kaldırılmasına yönelik istemi şikayet niteliğindedir. Bu nedenle merciin aksine gerekcesinde isabet bulunmamaktadır. Ayrıca satış vaadi sozleşmesinin tapuya 12.11.2999 tarihinde islendigı ve böylelikle Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı da one sürülebilir hale geldigi açıktır. Haciz şerhi 24.7.2000 tarihinde konulmuş, taşınmazın mülkiyeti ise ücüncu kişiye 23.1.2001 tarihinde intikal etmiştir. Bu durumda sıkayetin kabulü yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1995/4346
K:1995/4835
T:20.09.1995
ARAÇ KAYDINA HACİZ ŞERHİ KOYMAK
İSTİHKAK İDDİASI
MAHCUZUN SATIŞI
Haciz şerhi, aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak davacıya satılmıştır. Davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra geçen bir yıllık sürede mahcuzun satışı istenmediğinden, haciz kendiliğinden kalkmış olup, mülkiyet davacıya geçtikten sonra İcra Müdürlüğüne başvuran yeni alacaklı (davalı) tarafından konulan ikinci hacze karşı ileri sürülen istihkak iddiasının kabulü gerekir.
2004 s. İİK. m. 106, 110
Deyacı üçüncü kişi Avni ile davalı alacaklı Mehnet arasında çıkan davadan dolayı, (Çarşamba İcra Tetkik Mercii Hakimliği)'nce verilen 24.12.1994 ğün ve 1993/65-51 sayılı hükmü onayan Dairemizin 21.6.1994 gün ve 1994/3025-4126 sayılı ilamı aleyhinde, davacı üçüncü kişi vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Haciz şerhi, 6.5.1991 tarihli yazı üzerine 7.5.1991'de aracın kaydına konulmuş, araç borçlu tarafından bu hacizle yükümlü olarak 13.11.1991 tarihinde davacıya satılmıştır. 27.7.1992 tarihine değin mahcuzun satışı talep edilmemiş, bu tarihte İcra Müdürlügüne başvuran yeni alacaklı Mehmet isimli kişinin, "haciz üzerinden bir yıl gecmiştir, tekrar bu kayıt üzerine haciz konulmasını..." isterim diye talepte bulunması üzerine, aynı günlu yazı ile trafikten aracın kaydına yeniden haciz konulması bildirilmistir. Daha sonra Amasya'da davacı elınde fiilen haciz yapılması üzerine davacı süresi içinde 29.9.1993 tarihinde İcra Müdürlüğüne dilekçe verip istihkak iddiasında bulunmuştur. İİK.nun 106 ve 110. maddeleri hükmünce, menkul malın haczinden itibaren bir yıl içerisinde satışının istenmemesi halinde haciz kendiliğinden kalkar. Somut olayda, davacının sorumlu olduğu ilk hacizden sonra geçen bir yıllık sürede satış istenmediğinden, haciz kendiliginden kalkmış olup, mülkiyet davacıya gectikten sonra istenilip, konulan ikinci hacze karsı ileri sürulen istıhkak iddiasının kabulü gerekir. Bundandır ki, kabulü gereken davanın reddine dair mereci kararı ile bunun onanmasına ilişkin Dairemiz kararı doğru olmadığından karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemiz'in 21.6.1994 tarih ve 3025-4126 sayılı onama kararının kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde tashihi karar talebinde bulunan davacı üçüncü kişiye geri verilmesine, 20.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:2003/1792
K:2003/2772
T:01.04.2003
Yukarıba tarih ve numaraşı yazılı kararın temyizen tetkiki davacı ( 3.kişi ) tarafından istenmiş, merciice ilamında delirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin suresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nur Algan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Kaydi haciz 19.10.1998 tarihinde yapılmıştır. İİK'nun 106. maddesine göre, haczolunan araç için 1 yıl içinde satış istemediğinden İİK'nun 110. maddesi hükmü uyarınca haciz kendiliğinden kalkmış olur. Davacı dava konusu aracı haciz kalktıktan sonra 6.4.2000 tarihinde noterde düzenlenen satış sozleşmesi ile borçludan satın almıştır. Davacı aracı satın alırken aracın kaydında haciz bulunmadıgından arac mulkiyetinı kazanmıstır. Davacının aracı devraldıktan sonra 21.8.2001 tarihindeki fiili haciz, aracı iyi niyetle satın alanın haklarını etkilemez. Bu durumda 3. kişi tarafından açılan davanın kabul edilerek, aracın yargılama sırasında dava dışı bir kişiye acık artırmada satıldığı da dikkate alınarak davanın konusunun bedele dönüştügunden satış bedeli icra veznesinde ise vezneden alacaklıya odenmisse, alacaklıdan alınarak davacıya verilmesıne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ( 3.kişi )nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 1.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1992/11675
K:1993/630
T:01.02.1993
HACZİN GEÇERLİLİK SÜRESİ
İCRA TAKİBİNİN İPTALİ
Haciz iki yıl süre ile geçerliliğini korur ve taşınmazın el değiştirmesi halinde yeni maliklere karşı da ileri sürülebilir. Belirtilen süre içinde, satışın istenmemesi halinde, kayıt üzerindeki şerh kendiliğinden düşer.
2004 s. İİK. m. 106, 110
TaRaflar arasındaki nuvazaalı senedin ve bu senede dayalı icra Takibinin iptali ile tapu kaydı üzerindeki haczin fekki davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Haciz nedeniyle satışı istenen taşınmaz üzerine alacaklı olduğunu iddia eden davalı Fati tarafından ilk haciz 28.10.1985 tarihinde konulmuştur. İİK. nun 106. maddesi uyarınca bu haciz iki yıl süre ile geçerliliğini korur ve taşınmazın el değiştirmesi halinde yeni maliklere karşıda ileri sürülebilir. Belirtilen süre içinde satışın istenmemesi halinde kayıt üzerindeki şerhin kendiliğinden düşeceği yine aynı Yasanın 110. maddesinde belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından acılan hukmen tescil davası 28.12.1987 tarihınde karara baglanmıs ve yer davacı adına 8.3.1988 tarihinde tescil edilmiştir. Bu duruma göre yerin davacı adına tapuya tescil edildiği tarihte taşınmaz üzerindeki davalı Fati lehine hukuki sonuç doğuracak bir hacizden söz etmek mümkün gorülmemektedir. Çünkü davalı Fati tarafından 28.10.1985 tarihinde konulan haciz için, iki yıl icinde satış istenmediğinden 28.10.1987 tarihinde düstügünün kabulu gerekir. Bundan sonra ve 19.4.1988 tarihinde konulan hacizde yerin davacı adına tescilınden sonra rastlaması ve artık taşınmazla ilgisi kalmayan davalı Hasan'ın borcundan dolayı konulduğu anlaşıldığından, bu haciz şerhi davacıyı bağlamaz ve hukuki sonuçta doğurmaz.
Açıklanan hususlar gözönünde tutularak, istemin kabulü biçiminde hüküm kurulmak gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 1.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Not: Kararlardaki yazım hataları Meşe İçtihat Bankası'nın hediyeleridir.
