Mesajı Okuyun
Old 28-01-2009, 22:06   #4
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1880

K. 2004/3243

T. 15.3.2004

• BOŞANMA DAVASI ( Eşit Kusurlu Eşin Yoksulluk Nafakası Talebi - Ziynet Eşyalarının İadesi Talebi Hakkında Harcı Tamamlatılarak Hüküm Kurulması Gereği )

• YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİ ( Eşit Kusurlu Eşin )

• EŞİT KUSURLU EŞ ( Yoksulluk Nafakası Talebi )

• ZİYNET EŞYALARININ İADESİ TALEBİ ( Boşanma Davasında - Harcı Tamamlatılarak Hüküm Kurulması Gereği )

• HARÇ TAMAMLATILARAK HÜKÜM KURULMASI GEREĞİ ( Boşanma Davasında Ziynet Eşyalarının İadesi Talebi )

• AİLE MAHKEMELERİ KURULMADAN ÖNCE VERİLEN HÜKMÜN YARGITAY'DA BOZULMASI ( Dosyanın Görevli Aile Mahkemesine Devri Gereği )

• GÖREVLİ AİLE MAHKEMESİNE DOSYANIN DEVRİ ( Aile Mahkemeleri Kurulmadan Önce Verilmiş Kararın Yargıtay'da Bozulması )

4721/m.175

492/m.30,31,32

4787/m.4/1,Geç.1

ÖZET : 1- Boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının yoksulluk nafakası talebinin tümüyle reddi doğru değildir.
2- Davacı, dava dilekçesinde ziynet eşyalarını aynen veya bedellerini istemiş ve başvurma harcını da yatırmıştır. Davacıya ziynetler ile ilgili nisbi harcı tamamlaması konusunda süre verilip harcın ikmali halinde işin esasının incelenmesi gerekirken, dava açmakla muhtariyetine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının Türk Medeni Kanunun 174/1. maddesi anlamında maddi tazminat talebinin bulunmamasına göre aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Toplanan delillere göre davalının davacıyı dövmesine karşın davacının da davalıya küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunduğu ve boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunun 175. maddesi şartlarının gerçekleştiği nazara alınmadan davacının yoksulluk nafakası talebinin tümüyle reddi doğru değildir.
3-Davacı dava dilekçesinde ziynet eşyalarını aynen veya bedellerini istemiş ve başvurma harcını da yatırmıştır. Davacıya ziynetler ile ilgili nisbi harcı tamamlaması konusunda ( Harçlar Kanunu 30-32 md. ) süre verilip harcın ikmali halinde işin esasının incelenmesi gerekirken dava açmakta muhtariyetine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
4- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
SONUÇ : Temyize konu kararın 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyiz edilen diğer yönlerinin ise 1. bentteki nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 15.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.