12-01-2009, 14:55
|
#2
|
|
KTK'YA göre;
İşleten :
--Araç sahibi olan,
--mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen,
--aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.
Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
KTK'da işleten sadece trafik kazalarında sebep olduğu kaza karşısında sorumluluk sahibi olan kişiler babında düzenlenmiştir. Bu nedenle olayınızda olduğu gibi işleten kişinin maruz kaldığı hasar sebebiyle araç sahibinin hakkı olan dava hakkını kullanması doğru değildir. Taraf sıfatı yoktur.
HUMK;
Madde 186 - Dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi ahara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfınazar ederek müddeabihe temlik eden kimseye karşı dava eder.Bu suretle davayı kazanırsa mahkumunaleyh, müddeabihi kendisine temlik eden kimse ile beraber masarifi muhakemeyi kefaleti müteselsile ile vermeğe mahküm olur.
Dilerse davasını müddeabihi ahara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına tebdil eder.
Buna göre dava esnasında davacının müddeabihi üçücü kişiye devretmesi halinde davalı dilerse müddeabihi devralmış olan kişiye karşı davaya devam edilmesini isteyebilir.
veya davalı müddeabihi temlik edene karşı tazminat davasına çevirebilir.
Ancak olayda şöyle bir durum var. Müddeabihi temlik yetkisi dava açmış olan kişinin üzerinde tasarruf edebileceği bir hakka yöenliktir. Olayda davayı bu hakka sahip olmayan bir işleten açmıştır. Araç sahibinin hakkını temlik etmesi teknik anlamda "müddeabihin temliki" değildir. Bu nedenle dava taraf sıfatı yokluğundan reddedilebilir.
|