Mesajı Okuyun
Old 03-01-2009, 12:47   #3
levent1936

 
Varsayılan

Ben sorunuzu amme alacakları yönünden sorduğunuzu düşünerek cevap veriyorum. Bu konuyla ilgili olarak sizi bir makaleye yönlendirmek istiyorum. İnternetten bu makaleye ulaşabilirsiniz. A. Bumin DOĞRUSÖZ'ün Amme Alacakları Karşısında Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu başlıklı makalesi. Bu konuyla ilgili olarak oldukça aydınlatıcı...2 adette danıştay kararı eklemek istiyorum.
T.C. DANIŞTAY 7. DAİRE
E. 2000/6064, K. 2001/3393, T. 5.11.2001

# LİMİTET ŞİRKET ORTAĞININ SORUMLULUĞU (Şirketten Tahsil Olanağı Kalmayan Borçlardan Dolayı Ortaklar İçin Öngörülen Sorumluluk-Ortaklık Sıfatına Bağlı Bir Sorumluluk Olması)
# KAMU BORÇLARININ LİMİTED ŞİRKETTEN TAHSİL İMKANININ KALMAMASI (Hisse Devri Halinde Hisseyi Devralan Ortağın Sorumlu Olması)
# HİSSE DEVRİ (Hisseyi Devralan Ortağın Şirketin Kamu Borçlarından Dolayı Sorumlu Olması)
# VERGİ BORCU (Limited Şirket Hissesini Devralan Ortağın Şirketin Eski ve Yeni Vergi Borçlarından Dolayı Sorumlu Olması)
6183/m.35
ÖZET : Limitet şirketin tahsil olanağı kalmayan kamu borçlarından dolayı ortaklar için öngörülen sorumluluk, ortak sıfatına ve ortaklık payına bağlı bir sorumluluk olup, hisse devri halinde hisseyi devralan ortağın, şirketin mali durumunu, bir başka deyişle, hissenin borçlu veya alacaklı olup olmadığını bildiği kabul edildiğinden, devir tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarından yeni ortağın sorumlu olacağını kabul etmek gerekir.
İstemin Özeti : Asıl borçlu ( ... ) Ticaret Limited Şirketinden tahsil edileyen katma değer vergisi ve cezaların gecikme faizi ile birlikte ortak sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrini; davacının şirketteki hissesini 09.11.1992 tarihinde devrettiğinin ve devir-bedelinin nakden ve peşinen alındığının anlaşıldığı; bu durumda, davacının bu tarihten itibaren şirkette hiçbir hak ve hissesinin bulunmadığı sonucuna varıldığından, ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonraki dönemlere ait şirket borçlarından dolayı takip edilemeyeceği gerekçesiyle iptal eden ( ... ) Vergi Mahkemesi Kararının; şirket tüzel kişiliğinden tahsil olanağı kalmayan kamu alacağının, şirketin ortağı durumundaki davacıdan istenilmesin hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerk bozulması istenilmektedir.
KARAR : 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, limited ortakların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmış olup; bu madde hükmüne göre, limited şirket ortağının açıklanan miktarla sınırlı olarak şirketin amme borcunun ödenmesinden sorumlu olacağı tabidir. Dosyanın incelenmesinden; 1991 takvim yılına ilişkin katma değer vergisi beyannamelerin verilmediğinden bahisle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ve kesilen cezalarının asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle, vergi borcunun, şirket ortağı olan davacıdan şirketteki hissesine isabet eden kısmının tahsili amacıyla, 6183 sayılı Kanun'un 35 maddesine göre ödeme emri düzenlendiği; ödeme emrinin tanzim ve tebliğ olunduğu tarihten önce de davacının ortaklık payını devrederek, ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde, limited şirketin tahsil olanağı kalmayan kamu borçlarından dolayı ortaklar için öngörülen sorumluluk, ortak sıfatına ve ortaklık payına bağlı bir sorumluluk olup, hisse devri halinde hisseyi devralan ortağın, şirketin mali durumunu, bir başka deyişle, hissenin borçlu veya alacaklı olup olmadığını bildiği kabul edildiğinden, devir tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarının ortaklık payını devralan ortaktan aranılması gerekmektedir.
Bu itibarla; ( ... ) tarih ve ( ... ) sayılı noter satış senediyle hissesini devreden ve şirketle artık bir ilgisi kalmayan davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştr.
SONUÇ: Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.

T.C. DANIŞTAY 7. DAİRE
E. 1997/4847, K. 1999/4008, T. 2.12.1999

# LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ SORUMLULUĞU (Hissesini Devreden Ortağın Devirden Önceki Şirket Borçlarından Sorumlu Tutulamayacağı)
# HİSSESİNİ DEVREDEN ORTAĞIN DEVİRDEN ÖNCEKİ ŞİRKET BORÇLARINDAN SORUMLU OLMAMASI (Limited Şirketin Vergi Borçları)
# ORTAĞIN ŞİRKET BORÇLARINDAN SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI (Şirketteki Hissesini Devreden Ortağa Devirden Önceki Vergi Borçlarının Ödetilemeyeceği)
6183/m.35
213/m.10
ÖZET : Limited Şirketteki payını devreden ortağın devirden önceki (ortak olduğu) döneme ilişkin şirket borçlarından sorumlu olmaması nedeniyle, vergi borcun tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti: ... İthalat İhracat Pazarlama Sanayi Limited Şirketine ait gümrük vergi ve resimlerinin şirketten tahsil edilememesi nedeniyle şirketin ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; limited şirketin borcundan dolayı şirket ortağı adına ödeme emri düzenlenebilmesi için kamu alacağının şirketten tahsil olanağının kalmaması gerektiği; olayda şirket adına yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddi yolundaki işleme karşı dava açılmadığı gibi, herhangi bir ödemede de bulunulmaması üzerine şirket adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği; ödeme emrine karşı açılan davanın, ... Vergi Mahkemesinin 30.11.1993 gün ve E:1992/1932; K:1993/1866 sayılı kararıyla reddedildiğinin görüldüğü; öte yandan, dosyada bulunan ... İcra Müdürlüğünce verilen 23.12.1992 tarih ve 92/2940 sayılı "borç ödemeden aciz belgesi"nin incelenmesinden, şirketin menkul ve gayrimenkul mallarına rastlanılmadığının anlaşıldığı; davacının 3.9.1991 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığı iddia edilmekteyse de, ithalatın 9.1.1989 tarihinde gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, bu iddiada isabet bulunmadığı; olayda, zincirleme bir takip sözkonusu olup, önce şirkete, daha sonra davacıya ödeme emri tebliğ edilmiş olduğundan, zaman aşımı süresinin kesintiye uğradığı; bu durumda, kesinleşen kamu alacağının yükümlü şirketten tahsil olanağı kalmaması nedeniyle, ilgili dönemde, şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden ... inci Vergi Mahkemesinin 9.6.1995 gün ve E:1995/180; K:1995/1015 sayılı kararının onanması yolundaki Danıştay Yedinci Dairesinin 7.3.1997 gün ve E:1995/5423; K:1997/963 sayılı kararının; 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 33'üncü ve 35'inci maddelerinde, tüzel kişilerin kanuni temsilciliğinden söz edildiği; kendisinin şirket borcundan dolayı takibe uğramasının sadece şirket ortağı olmasına dayandırıldığı; oysa, şirket ortaklığından ayrıldığı; bu nedenle, anılan madde hükümleri uyarınca vergiden sorumlu tutulamıyacağı; kanuni temsilci olduğu varsayılsa dahi; 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesindeki koşulların gerçekleşmemesi ve gümrük vergisinin, Vergi Usul Kanununa tabi olmaması nedeniyle, bu maddenin de, olaya uygulanma olanağının bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi: Uyuşmazlık, hissesini devreden limited şirket ortağının, ortak olduğu döneme ait şirket borçlarından, 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesine göre sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir.
6183 sayılı Kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan 35'inci maddesinde, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bağlanmış olup, bu madde hükmüne göre limited şirket ortağının açıklanan miktarla sınırlı olarak şirketin amme borcunun ödenmesinden sorumlu olacağı tabiidir.
Şirket hissesini devralarak devredenin yerine geçen ortak, söz onusu sermaye payını bütün hak ve borçlarıyla birlikte devraldığından 3.9.1991 tarihinde düzenlenen noter satış senediyle şirketteki paylarını devreden davacının, devirden önceki döneme ait şirket borçlarından sorumlu tutulması mümkün değildir.
Bu nedenle, devirden önceki döneme ilişkin şirket borçlarının tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesi yerinde görülmediğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesinin ( c ) fıkrasına uygun görüldüğünden, Dairemizce verilen 4.5.1997 gün ve E:1995/5423; K:1997/963 sayılı kararın kaldırılmasından sonra işin esası yeniden incelendi:
... İthalat İhracat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait gümrük vergi ve resimlerinin şirketten tahsil edilemediğinden bahisle, şirketin ortağı olan davacı adına şirketteki hissesi dikkate alınmak suretiyle düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
1615 sayılı Kanunun 88'inci maddesinde ödenmeyen gümrük vergilerinin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kovuşturulacağı hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları hükme bğlanmış olup; bu madde hükmüne göre, limited şirket ortağının açıklanan miktarla sınırlı olarak şirketin amme borcunun ödenmesinden sorumlu olacağı tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden; 9.1.1989 günlü beyanname kapsamında ithal edilen eşya nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin şirketten tahsil edilemediğinin bahisle, vergi borcunun, şirket ortağı olan davacıdan şirketteki hissesine isabet eden kısmının tahsili amacıyla, 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesine göre değil, 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesine göre ödeme emri düzenlendiği; ödeme emrinin tanzim ve tebliğ olunduğu tarihten önce de davacının ortaklık payını diğer ortağı devrederek, ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesinde, limited şirketin tahsil olanağı kalmayan kamu borçlarından dolayı ortaklar için öngörülen sorumluluk, ortak sıfatına ve ortaklık payına bağlı bir sorumluluktur. Bir başka anlatımla ortaklık payı kimde ise, sorumlu o kişidir.
Olayda da; davacı, 3.9.1991 tarih ve 50656 sayılı noter satış senediyle hissesini devrettiğine ve hisseyi devralan ortağın, şirketin mali durumunu, yani hissenin borçlu veya alacaklı olup olmadığını bilmesi gerektiğine göre, sözkonusu kamu alacağının ortaklık payını devreden ve şirketle artık bir ilgisi kalmayan davacıdan takip edilmesi olanaklı değildir.
Bu nedenle, payını devreden ortağın devirden önceki ( ortak olduğu ) döneme ilişkin şirket borçlarından sorumlu olmaması nedeniyle, anılan borcun tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 2.12.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.