Mesajı Okuyun
Old 29-12-2008, 18:41   #6
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan oles
1 mayıs 2008 tarihinde ulusal bir gazetede müvekkil hakkında bir yalan haber çıkmış, ancak müvekkil haberi internette yeni görmüş.Bununla ilgili aradan geçen zamana rağmen tekzip,tazminat,ceza davası gibi yönlerden ne yapılabilir.
T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ

E. 2007/7327

K. 2007/8926

T. 6.11.2007

• BASIN YOLUYLA İŞLENEN KOVUŞTURULMASI ŞİKAYETE BAĞLI SUÇLAR ( Dava Açma Süresinin Suçun İşlendiğinin Öğrenildiği Tarihte Başladığı )

• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Basın Yoluyla İşlenen Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suçlarda Dava Açma Süresinin Suçun İşlendiğinin Öğrenildiği Tarihte Başladığı )

• SUÇUN İŞLENDİĞİNİN ÖĞRENİLDİĞİ TARİH ( Basın Yoluyla İşlenen Kovuşturulması Şikayete Bağlı Suçlarda Dava Açma Süresinin Suçun İşlendiğinin Öğrenildiği Tarihte Başladığı )

5187/m. 26

ÖZET : Basılmış eserler yoluyla işlenen suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması gerekir. Bu süreler basılmış eserlerin savcılığa teslim edildiği tarihte başlar. Basılmış eserlerin teslim edilmemesi halinde süre, suçu oluşturan fiilin C.Savcısı tarafından öğrenildiği tarihte başlar. Basın yoluyla işlenen kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süresi, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar. Somut olayda yakınan, dergide yayınlanan haber ile kendisine hakaret edildiği iddiasıyla savcılığa başvurmuştur. Dolayısıyla kovuşturulması şikayete bağlı suç C.Savcısı tarafından şikayet tarihinde öğrenilmiş ve dava açma süresi bu tarihten işlemeye başlamıştır.
DAVA : 5187 sayılı Basın Kanunu'na aykırı davranmak suçundan sanık İbrahim hakkında açılan kamu davasında, davanın anılan kanunun 26. maddesindeki süreler geçirildikten sonra açılması sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi gereğince tensiple birlikte düşürülmesine ilişkin İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilip kesinleşen 10.11.2005 gün ve 2005/529-1080 sayılı karar aleyhine Adalet Bakanlığı'nca verilen 28.09.2006 gün ve 44202 sayılı yasa yararına bozma isteğini içeren Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 18.10.2006 gün ve 242088 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü:
KARAR : Tebliğnamede" dosya kapsamına göre; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 17511. bendinde "İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar." 175/2. bendinde "Mahkeme, iddianamenin kabulünden sona duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır." 176/1. bendinde "İddianame, çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur." tarafından çağrı kağıdı ile çağırılıp dinlenir." 23411. bentte "Mağdur ile şikayetçinin hakları şunlardır: b ) Kovuşturma evresinde: 1 ) Duruşmadan haberdar edilme, 2 ) Kamu davasına katılma ... 6 ) Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yolarına başvurma." 260/1. maddesinde ise "Hakim ve mahkeme kararlarına karşı C.Savcısı, şüpheli, sanık ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surete suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yoları açıktır" şeklindeki düzenlemeler karşısında; mahkemece iddianamenin kabulünden sonra şüpheliye, müştekiye, varsa vekillerine çağrı kağıdı çıkarılarak duruşmaya davet edilmeleri, gelmedikleri takdirde sonraki usuli işlemlerin yapılması gerekirken, müşteki tarafın müdahale hakkı ve diğer usuli haklarını kısıtlar şekilde tensiple birlikte düşme kararı verilmesinde;
Kabule göre de;
5187 sayılı Basın Kanunu'nun 26. maddesindeki basılmış eser yönünden sürenin eserin Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildiği tarihte başlayacağı, şikayete konu dergi nüshasının C.Başsavcılığı'na teslim edilmediğinin anlaşılması karşısında suç tarihinin öğrenildiği tarih olan müşteki vekilinin şikayet dilekçesini verdiği 09.08.2005 günü olacağı, bu durumda dava süresinin de henüz dolmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir.
5271 sayılı CYY'nın 233/1. maddesi uyarınca "Mağdur ile şikayetçi, Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme başkanı veya hakim tarafından çağrı kağıdı ile çağırılıp dinlenir."
CYY'nın 237/1. madde uyarınca "mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile mal en sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler."
Aynı yasanın 23812-3. maddesine göre ise, "Duruşma sırasında şikayeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. Cumhuriyet Savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir."
Basın yoluyla hakaret suçuna ilişkin şüpheli İbrahim hakkında açılan kamu dava3ının yargılaması yapılmadan ve yargılama hazırlık işlemlerinin yapılması gerektiği tensip aşamasında yakınan çağırılıp dinlenmemek, katılma hakları hatırlatılmamak suretiyle CYY'nın yukarıda belirttiğimiz madde hükümlerine uyulmaması hukuka aykırıdır.
Bunun yanında 5187 sayılı Basın Yasasının 26/1-2 maddesinde;
"Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan filin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanunu'nun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz." hükmü öngörülmüştür.
Aynı yasanın 26/5. maddesinde ise "Kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar." hükmüne yer verilmiştir.
Yakınan Hüseyin tarafından haftalık "A " haber-yorum dergisinde kendisine hakaret edildiği iddiasıyla Ankara C.Başsavcılığı'na 09.08.2005 tarihinde başvurulmuş, dolayısıyla kovuşturulması şikayete bağlı hakaret suçu başsavcılık tarafından bu tarihte öğrenilmiş ve dava açma süresi bu tarihten itibaren başlamıştır. Suça ilişkin iddianamenin 28.09.2005 tarihinde düzenlendiği gözetildiğinde kamu davasının süresinde açıldığı ve asliye ceza mahkemesinin 10.11.2005 gün ve 2005/529-1080 sayılı kararının hukuken yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.11.2005 gün ve 2005/529-1080 sayılı kararının 5271 sayılı CYY'nın 309/3. maddesi uyarınca yasa yararına bozulmasına, aynı yasanın 309/4-a maddesi uyarınca mahkemesince gerekli usul işlemlerinin yerine getirilmek ve sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine, 06.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi