24-12-2008, 12:01
|
#2
|
|
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1974/992
Karar: 1974/1598
Karar Tarihi: 09.05.1974
ÖZET: Davacının mahkum olduğu ilk davada zaman aşımı savunmasını ileri süremediği ve davayı usulü veçhile takip etmediği anlaşılmaktadır. Bundan başka davalılar bu davada sigortaya müracaat haklarının da zayi ettiklerini savunmuşlardır. Mecburi mali mesuliyet sigortasında sigortacının sigorta ettirene rücu edebileceği haller dışında tazminatı ödemek yükümü sigortacıya ait olduğundan bunu ödeyen sigorta ettiren sigortacıya rücu edebilir. İhtiyari mali mesuliyet sigortası yönünden sigortacı ile sigortalı arasındaki hukuki ilişki bakımından bir fark yoktur.
(1086 S.K. m. 49, 51)
Dava: Taraflar arsındaki davadan dolayı eskişehir asliye 2. Hukuk Hakimliğince verilen 6.11.1973 tarih ve 117/847 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 7.5.1974 gününde davacı avukatı Y.T ile davalılar avukat O.R. S. gelip temyiz edilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
Davacı vekil mülkiyeti davalılara ait 26 AT 040 plaka sayılı otubüsün 27. 5. 1966 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası sonunda otubüs yolcularından Enver yıldız isimli şahsın vefat ettiğini müteveffanın varislerinden K.Y. tarafından davacı şirket aleyhine istanbul Asliye 2. Ticaret mahkemesine açılan tazminat davası sonunda davacı şirketin 18.050 lira tazminat mahkum edildiğini ve yapılan icra takibi üzerine davacı şirketin masraflarla birlikte cem'an 28.252 lira ödemek zorunda kaldığını halbuki otobüsü kullanan şahsında davalıların şoförü bulunması itibariyle olayda davalıların sorumlu olması lazım geldiğini ileri sürerek 28.252,70 liranın 18.3.1971 tarihinden itibaren faiz masraf ve ücreti vekaletle birlikte tahsilene karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davlalır vekil savunmasında : olay tarihi ile dava tarihi arsından 5 seneden fazla zaman geçmiş olması nedenile davanın zaman - aşımı yönünden reddi gerektiği davacı şirketin evvelce açılan davayı layığı veçhile takip etmediği gibi kendilerine da ihbar etmediğini ve ihbar yapılmadığı içinde sigortadan para almak imkanından yoksun kalındığını kaldıki davacının ödediği tazminatı davalılardan istemeğe hakkı olmadığını davacısının kendi kusurlu hareketi neticesinde lüzumsuz tediyeler yapıldığını davalıların bunda en ufak bir kusuru bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece söz konusu otobüsün davalılara ait olduğu ve kaza tarihende sevk ve idare eden şoförün de davalıların müstahdemi bulunduğu ve otobüsün sadece belli bir komisyon karşılığında davacı şirket tarafından sefere çıkarıldığı davacının ödediği tazminatı davalılardan istemeyle hakkı olduğu davayı ihbar mecburiyetinin mevcut olmadığı bilirkişi raporuna göre davacı şirketin ödediği meblağın 23.394,20 liradan ibaret bulunduğu ancak bu miktardan ölümü sebebile hakkındaki dava müracaata bırakılan davalılardan T.Ö.ine hissesine isabet eden kısmın tenzili halende bakiye 17.545,65 liranın diğer davalılardan tahsili lazım geldiği gerekçesile hüküm tesis edilmiş ve 17.545,65 liranın 19.12.1972 tarihinde itibaren % 5 faizile birlikte davalılar O.Ö. M. T. Ö., A.Ö den tahsilen diğer davalı T.Ö mirasçıları hakkındaki davanın müracaatı bırakılmasına karar verilmiştir.
Hüküm mahkum edilen davalılar vekil tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılar kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve olaylara muaceliyet tarihi itibarile zaman aşımının gerçekleşmemiş olmasına göre davalıların diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Ancak davacı taşıyıcı sıfatı ile kendi aleyhine açılan davada davalı otobüs sahiplerine HUMK.nun 49. müteakip maddeleri gereğince ihbarda bulunmamıştır. ihbar edip etmemek kendisine ait bir sorun isede bunun sonucundan doğan sorumluluğa katlanmak zorundadır. Aynı kanunun 51. maddesi gereğince ihbar yapıldığı taktirde bu sorumluluk hile ve ağır kusurdan değil bütün kusur hallerinden sorumlu olur.
Davacının mahkum olduğu ilk davada zaman aşımı savunmasını ileri süremediği ve davayı usulü veçhile takip etmediği anlaşılmaktadır. Bundan başka davalılar bu davada sigortaya müracaat haklarının da zayi ettiklerini savunmuşlardır. Mecburi mali mesuliyet sigortasında sigortacının sigorta ettirene rücu edebileceği haller dışında tazminatı ödemek yükümü sigortacıya ait olduğundan bunu ödeyen sigorta ettiren sigortacıya rücu edebilir. İhtiyari mali mesuliyet sigortası yönünden sigortacı ile sigortalı arasındaki hukuki ilişki bakımından bir fark yoktur.
Şu halde mahkemece bütün bu yönler incelenmeden davacının mahkum olduğu meblağın masrafları ile birlikte tahsili yolunda hüküm tesis doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeplerden dolayı davalıların diğer temyiz itirazların reddine ve ikinci bentte yazılı sebeplerden dolayı temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA ve (1.000)lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine ödedikleri temyiz peşin harcın istekler halinde temyiz edenlere iadesine 9.5.1974 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
|