Saygıdeğer Meslektaşlar,

Her ne kadar forumda bir kaç tane benzer konuya rastlamış olsam da karşılaştığım durum bakımından tam bir cevap bulamadım ve usule ilişkin olarak aşağıda aktaracağım konuda tereddüte düştüm.

İstanbulda görülmekte olan kıdem ve sair alacaklar hakkındaki iş davasında hakim talimat yolu ile davacının tanıklarını dünlemiştir. Bu husus benimde katıldığım celsede ara karar ile alınmıştır. Akabinde davacı sadece tebligat ücreti yatırmak ve ilgili İzmir iş mahkemesine talimat yazdırtmak sureti ile sorularını sormuş tanıklarını dinletmiştir.

Sizlerinde hemen anladığı üzere, davalı taraf olarak soru soramamış bulunuyorum. Kanımca tarafıma, tanıklara yönlendirilmek üzere sormak istediğim soruların listesini gösterir bir tebligat yapılmalı eklemek istediklerim sorulmalı idi. Böyle bir durum olmadan tanık dinletilmesi usuli bir hatadır diye düşünmekteyim. Bu hususta sizd eğerli meslektaşlarımın da fikirlerini, benzer karar örneklerini almak isterim.

Usul kanunu ilgili maddesi:

KANUN NO: 1086
HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU
Kabul Tarihi: 18 Haziran 1927
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 2, 3 ve 4 Temmuz 1927 - Sayı: 622, 623 ve 624
3. t. Düstur, c.8 - s.760

MADDE 257 - Şahidin bulunduğu mahal mahkemesi marifetiyle de istimaına karar verilebilir. Bu takdirde tâyin olunan gün ve saatte hazır bulunması için şahide tebligat icra olunur. İki tarafa da malûmat verilir.

şeklindedir. Malumattan ne anlaşılması gerektiği hususunda da görüşlerinizi bekliyorum. Şimdiden çok teşekkürler