16-12-2008, 11:57
|
#2
|
|
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/12-1098
Karar: 2002/1108
Karar Tarihi: 25.12.2002
ÖZET : Kural olarak teferruatın taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani, alacaklılar fabrika binasını satmadan, fabrikadaki teferruatı ( Medeni Kanunun 621. maddesine göre teferruat olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde ) ayrı ayrı haczedebilir ve satabilirler. Çünkü, teferruatın taşınmaz telef, tahrif veya tağyir edilmeden ondan ayrılması mümkündür.
(2004 S. K. m. 83) (4721 S. K. m. 621)
Dava: Taraflar arasındaki "haczedilmezlik şikayeti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece İcra Tetkik Merciince davanın kabulüne dair verilen 29.11.2001 gün ve 2001/320-1515 sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.1.2002 gün ve 696-1665 sayılı ilamı ile; ( ...Kural olarak teferruatın taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani, alacaklılar fabrika binasını satmadan, fabrikadaki teferruatı ( Medeni Kanunun 621. maddesine göre teferruat olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde ) ayrı ayrı haczedebilir ve satabilirler. Çünkü, teferruatın taşınmaz telef, tahrif veya tağyir edilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ayrıca, İİK' nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda sayılan teferruatın da bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır. Bu maddenin uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de Medeni Kanunun 621. maddesinde tarif edilen şekilde teferruat niteliğini taşıması zorunludur. Bilirkişi raporu mahcuzların Medeni Kanunun 621. maddesinde öngörülen nitelikte ve taşınmaz telef, tahrif veya tağyir olunmadan ondan ayrılıp ayrılamayacağı ve bu makinelerin bulunmaması halinde fabrikanın amacına uygun şekilde çalışıp çalışmayacağını açıklayacak ayrıntıyı içermemektedir. Mercice yapılacak iş hukukçu bir bilirkişinin de katılması ile oluşturulacak yeni bir bilirkişiler kurulundan yukarıda açıklanan ilkelere uygun biçimde rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 25.12.2002 gününde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
|