Mesajı Okuyun
Old 07-12-2008, 18:24   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Kişi dilerse temiz sonucuna göre tam yargı davası açabilir.

T.C. Danistay
2.Dairesi

Esas: 2006/2884
Karar: 2007/1870
Karar Tarihi: 27.04.2007

ÖZET: Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen karara karşı davalı idarece temyiz yoluna başvurulmuş olduğuna göre, bu başvuru üzerine verilecek kararın; karar düzeltme yoluna başvurulması halinde ise bunun sonucunda verilecek kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacak yasal süre içinde tam yargı davası açabilme hakkına sahip bulunan davacının, yapılan eksik ödeme üzerine temyiz başvurusunun sonucunu beklemeden açtığı dava, yasal süresinde olduğundan Mahkemenin, kanun yoluna başvurulduğunu göz ardı ederek, davacıya yapılan ödeme tarihini esas almak suretiyle davayı süreaşımı yönünden reddetmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

(2577 S. K. m. 12)

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): ....

Vekili: Av. ....

Karşı Taraf: Milli Eğitim Bakanlığı

İsteğin Özeti: Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 30.3.2006 günlü, E:2005/1668, K:2006/864 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Şermin Birtane

Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca davada süre aşımı bulunmadığından aksi yöndeki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: Semra Şentürk

Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

Dava, davacının Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü Açık İlköğretim Okulu'nda öğretmen olarak görev yapmakta iken, bu görevden alınarak Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine öğretmen olarak naklen atanmasına ilişkin 22.10.2003 günlü, 99810 sayılı işlemin, iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolundaki Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 30.12.2004 günlü, E:2004/248, K:2004/2028 sayılı kararın eksik uygulandığı ileri sürülerek ders ücretlerinin faizlerinin 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre hesaplanarak ve bütün zaman dilimlerinin faizlendirilerek ödenmesine, fazla mesai ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine, görevden ayrı kaldığı süre için hesaplanacak metro kartı ücretlerinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 30.3.2006 günlü, E:2005/1668, K:2006/864 sayılı kararıyla; davacının İş Bankasındaki hesabına davalı idare tarafından mahkeme karan gereğince yatırılan ek ödeme karşılığının 4.5.2005 tarihinde davacı tarafından alındığı ve mahkeme kararının yoksun kalınan parasal hakların ödenmesi ile ilgili kısmının gereği gibi yerine getirilmediğinin bu tarihte öğrenildiği, bu tarihten itibaren 60 gün içinde ya idareye başvurulması ya da dava açılması gerekirken bu sürenin geçmesinden sonra 9.8.2005 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle inceleme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Davacı, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12.maddesinde <İlgililer haklarını ihlal eden bir işlem dolayısıyla Danışta ya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.> hükmü yer almıştır.

Anılan hükme göre, haklarını ihlal eden bir idari işlem nedeniyle doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açma seçeneğini kullanmayan ilgililerin <....ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği...> tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açmaları olanaklı bulunmaktadır. Bu düzenlemeyle taraflardan birinin iptal davasında verilen karara karşı kanun yollarına başvurmuş olması, zarara yol açan idari işlem nedeniyle açılacak tam yargı davasında dava açma süresini kesen bir olgu olarak öngörüldüğünden ilgilinin, kendisinin veya diğer tarafın kanun yollarına yaptığı başvurunun sonucunu almadan da tam yargı davası açabilme seçeneklerine sahip olduğunda duraksamaya yer yoktur.

Dosyanın incelenmesinden; davacının Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü Açık İlköğretim Okulu'nda öğretmen olarak görev yapmakta iken, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü enirine öğretmen olarak naklen atanmasına ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen karara karşı davalı idare tarafından temyiz yoluna başvurulduğu ve anılan kararın Dairemizin 27.4.2007 günlü, E:2005/1020, K:2007/1871 sayılı kararıyla onandığı, Ankara 3. İdare Mahkemesinin söz konusu kararı üzerine 24.3.2005 tarihinde görevine iade edilen davacının, 11.4.2005 günlü dilekçeyle parasal haklarının ödenmesi için başvuruda bulunduğu, 2.5.2005 tarihinde idarece faiziyle birlikte hesaplanan ek ders ücreti, yargılama masrafı ve vekalet ücreti toplamının davacının İş Bankası'ndaki hesabına yatırıldığı ve bu parasal tutarın 4.5.2005 tarihinde davacının hesabına geçtiği, 9.8.2005 tarihinde ise Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen kararın eksik uygulandığı ileri sürülerek ders ücretlerinin faizlerinin 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre hesaplanarak ve bütün zaman dilimlerinin faizlendirilerek ödenmesine, fazla mesai ücretlerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine, görevden ayrı kaldığı süre için hesaplanacak metro kartı ücretlerinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Uyuşmazlığın Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen tazminat kararının uygulanmasında, iptal edilen işlem nedeniyle oluşan zararın hangi kalemleri içerdiğinin tartışılması hususuna ilişkin olduğu, dolayısıyla bakılan dava konusu uyuşmazlığın anılan Mahkemece verilen kararın uygulanması işleminden ayrı yeni bir işlem tesisi olarak düşünülemeyeceği açık olup, Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen karara karşı davalı idarece temyiz yoluna başvurulmuş olduğuna göre, 12.maddenin yukarıya alıntısı yapılan hükmü gereğince bu başvuru üzerine verilecek kararın; karar düzeltme yoluna başvurulması halinde ise bunun sonucunda verilecek kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacak yasal süre içinde tam yargı davası açabilme hakkına sahip bulunan davacının, yapılan eksik ödeme üzerine temyiz başvurusunun sonucunu beklemeden açtığı dava, yasal süresinde olduğundan Mahkemenin, kanun yoluna başvurulduğunu göz ardı ederek, davacıya yapılan ödeme tarihini esas almak suretiyle davayı süreaşımı yönünden reddetmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Buna göre, İdare Mahkemesince işin esasına girilerek ve davacının istediği tazminat kalemleri incelenerek, bu istemlerin Ankara 3. İdare Mahkemesince verilen ve Dairemizce de onanan kararla karşılanıp karşılanmadığının, söz konusu kararın kesinleşme durumu da dikkate alınarak, incelenmesi ve davacının talep ettiği hususlarda gerçekten zararının oluşup oluşmadığının tespit edilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekmekte iken davanın süreaşımı yönünden reddedilmesine ilişkin kararda hukuka uyarlık bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 30.3.2006 günlü, E:2005/1668, K:2006/864 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin l/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 27.04.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları