Mesajı Okuyun
Old 05-12-2008, 14:12   #6
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi
Esas No
: 2001/08029
Karar No
: 2001/09290
Tarih
: 14.06.2001


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davalılar tarafından evlat edinilen küçük E evlilik haricinde 09.01.1998 tarihinde dünyaya gelmiş ve anasının bildirimi üzerine anasının kızlık hanesine Medeni Kanunun 290. maddesine göre “ anasının aile ismi “ ile 20.01.1998 tarihinde tescil edilmiştir.

Çocuğun ana ve babası 16.12.1998 tarihinde evlenmişlerdir. Evlat edinme sözleşmesi 23.12.1998 tarihinde kayyım K ile evlat edinenler (davalılar) arasında akdedilmiştir.

Evlilik haricinde doğan çocukların nesebi, ana babanın birbirleriyle evlenmesiyle kendiliğinden sahih olur. (Mk.247) Ana baba doğan çocuklarını ikametgahlarının bulunduğu veya evlendikleri mahal nüfus memuruna ihbara mecburdur. Bu ihbar akit ile birlikte veya hemen akitten sonra yapılır. İhbarın yapılmaması nesebin sahih olmasına mani değildir. (MK.248)

Evlat edinme sözleşmesinin Noterlik Kanunun 89. maddesi uyarınca düzenleme şeklinde yapılması, sözleşmenin evlat edinenle evlat edinilen veya kanuni temsilcisi tarafından imzalanması gerekmektedir.

Olayda evlat edinme sözleşmesinin akdedildiği tarihte ana babanın evlenmiş olması sebebiyle çocuğun velayeti Yasa (MK.247) gereği ana ve babadadır. Hal böyleyken kayyımın iştiraki ile sözleşme yapılması sözleşmeyi hükümsüz kılar. Ana babanın veya hakimin onayı alınmadıkça evlatlık sözleşmesi geçerlilik kazanamaz (MK.254) vesayet altındaki kimsenin evlatlığa verilmesi Asliye mahkemesinin onayına tabidir. Ana-babanın veya asliye hakiminin onayı, sözleşmenin asli öğelerindendir. Belirli bir iş için atanan kayyım o işi Sulh hakiminin vereceği direktifler doğrultusunda yürütür. Sulh Hakimi kayyıma evlatlık olarak verilmesi için emir vermiş ise, istemin ayrıca asliye hakimliğince de onay görmesi gerekir (MK.402-406) Zira evlat edinme sözleşmesinin asli öğeleri taşıması sözleşmenin geçerlilik koşuludur. Diğer yönden Medeni Kanunun 254/a maddesiyle ön görülen ana babanın ilgisizliğinin bulunduğu da söz konusu değildir.

Anne evlilik dışı doğan çocuğunu nüfusa kayıt ettirmiş. Gereği gibi bakma olanağı bulunmadığı çocuğun daha iyi koşullarda yetişmesini sağlamak üzere Esirgeme Kuruluşuna vermiş, çocuğun babası ile evlenince de çocuğa sahip çıkmıştır. Bu bakımdan asli öğelerinden yoksun olan evlatlık sözleşmesinin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple (ONANMASINA) , aşağıda yazılı harcın davalılara yüklenmesine, peşin harcın mahsubuna, gerekçede oyçokluğu onamada oybirliğiyle karar verildi.


MUHALEFET ŞERHİ
Medeni Kanunun 298. maddesi ya da aynı Kanunun 376/3. maddesi uyarınca tayin olunan kayyımların görevleri muayyen iş için tayin olunmuş iseler o işin bitimi ile, kayyım tayinini gerektiren sebebin kalkması ve kayyım vazifeden affı ile nihayet bulur. (MK.421)

Kayyım tayinine ilişkin karar kaldırılmadıkça kayyımın temsil ettiği kişi adına yaptığı işlemler geçerlidir. Evlatlık ilişkisi kurulduğu sıra da küçük (E) S… ana ve babası tarafından terk edilmiş İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne başvurması üzerine evlat edinme işlemlerinin yapılması için kendisine bir kayyım tayin edilmiş kayyım sözleşmeyi yapmıştır. Kayyımın küçüğü temsil yetkisi olmadığını ve evlatlık sözleşmesinin bu sebeple geçersiz olduğunu kabul eden çoğunluk görüşüne katılmadığım gibi, ana babanın çocuğu terk ettikleri ve Sosyal Hizmetler Kurumunun himayesine alındığı dosya içeriğine uygun bulunduğundan Medeni Kanunun 254/a maddesi koşullarının oluşmadığına ilişkin gerekçeye de katılmak mümkün değildir.


YIS