|
Yardımcı olur umarım...
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1986/11-277
Karar: 1987/145
Karar Tarihi: 11.03.1987
ÖZET: Dava konusu olayda da, davacının başvurusu üzerine davalıların taşıyıcı aracı temin ederek taşıma fişi düzenlemek suretiyle davacıya gönderdikleri ve bu araç şoförünün de yüklenen malı gönderilene teslim etmediği ve araç ile şoförün de bulunmadığı anlaşılmasına nazaran yükün ziyanından meydana gelen zarardan davalıların esasen bu sebeple de sorumlu tutulması gerekirken yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
(6762 S. K. m. 762, 806, 809)
Dava: Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; BURSA Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.6.1984 gün ve 1984/355-454 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28.11.1984 gün ve 1984/5768-5895 sayılı ilamı:
(...Mahkemece davalıların sadece aracı temin eden firma sahibi oldukları, taşıma ücreti almadıkları için, TTK.nun 762. maddesinde tanımlanan taşıyıcı sıfatı haiz olmadıkları gerekçesiyle dava reddolunmuş bulunmaktadır.
Dava dosyasına ibraz edilen ve davalıların işlettiği (Durakoğulları Nakliye ve Garaj İşletmeciliği) firmasının antedini taşıyan (Nakliye Fişi) isimli ve firma imzasına havi belgede, nakliye bedeli de açıklanmak suretiyle yükleme boşaltma yerleri ile taşımada kullanılacak aracın şoförü plaka numarasının gösterildiği ve bu fişte gösterilen aracın davalılarca temin edilerek taşıtan durumunda olan davacıya gönderildiği anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda davalıların taşıyıcı sıfatını haiz olmadıkları kabul edilse bile taşıma işlerinde oynadıkları rol icabı taşıma işleri komisyoncusu (TTK. 806 ve müteakip md) olarak da taşıyıcıyı seçerken gereken özeni göstermemekten doğan zarardan TTK.nun 809. maddesi uyarınca sorumlu bulunmaktadırlar. Dava konusu olayda da, davacının başvurusu üzerine davalıların taşıyıcı aracı temin ederek taşıma fişi düzenlemek suretiyle davacıya gönderdikleri ve bu araç şoförünün de yüklenen malı gönderilene teslim etmediği ve araç ile şoförün de bulunmadığı anlaşılmasına nazaran yükün ziyanından meydana gelen zarardan davalıların esasen bu sebeple de sorumlu tutulması gerekirken yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 11.03.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1986/2390
Karar: 1986/2398
Karar Tarihi: 22.04.1986
ÖZET: Davalının nakliye komisyoncusu olduğunun kabulü zorunludur. TTK.nun 809. maddesi hükmüne göre, taşıma komisyoncusu bilhassa taşıyıcıları seçmekte tedbirli bir tacir gibi hareket etmeye ve müvekkilinin menfaatlerini korumaya mecburdur. Aksi halde, aynı Kanunun 784. maddesi hükmüne göre, eşyanın taşınmasını kendine bıraktığı kimselerin fiil ve kusurlarından kendi kusuru gibi mesuldür. Olayda davalı taşıma komisyoncusunun seçtiği taşıyıcının, taşımak üzere teslim aldığı davacıya ait buğdayların yerine teslim edilmediği ve bu yüzden zarara uğranıldığı iddia edildiğine göre, tarafların delilleri toplanıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
(6762 S. K. m. 809, 784, 814)
Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı (Keşan 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 29.5.1985 tarih ve 170-154 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilini ambar sahibi olan davalının gönderdiği kamyona yüklediği 10726 kg. buğdayı Bursa'ya gönderdiğni ve fakat gönderilen yere buğdayın teslim edilmeyip kamyonun ortadan kaybolduğunu, 265.468 lira zarar doğduğunu öne sürerek, bu miktarın davalı ambar sahibinden yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında, müvekkilinin malı taşınacak ile taşıyıcıyı karşı karşıya getirip bundan dolayı bir ücret alıp aradan çekildiğini, bundan sonra taşıma sözleşmesi ve şartlarını kendileri düzenlediklerini, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, davacının müdabbir bir tacir gibi davranmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere, tüm tosya içeriğine göre, davalının TTK.nun 814/2. maddesi hükmünde belirtildiği şekilde bir işlem yapmamış olduğu ve sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalıya müracaat edip buğday taşıtacağını, bir kamyon tahsis edilmesini istemiştir. Bunun üzerine davalı davacıdan ücret alıp bu iş için bir başkasına ait kamyonu davacıya göndermiş ve kamyona yüklenen buğdayların taşıma sırasında kaybolduğu anlaşılmış bulunmaktadır. TTK.nun 808. maddesi hükmüne göre, ücret mukabilinde kendi namına ve müvekkili hesabına eşya taşımayı sanat ittihaz etmiş olan kimse taşıma komisyoncusudur. Dosyada bulunan davalıya ait kartvizitten de anlaşıldığı üzere davalının.... Nakliyat adı altında faaliyette bulunduğu ve nakliye işlerini kendisine sanat ittihaz ettiği anlaşılmaktadır. Tüm bu durum karşısında davalının nakliye komisyoncusu olduğunun kabulü zorunludur. TTK.nun 809. maddesi hükmüne göre, taşıma komisyoncusu bilhassa taşıyıcıları seçmekte tedbirli bir tacir gibi hareket etmeye ve müvekkilinin menfaatlerini korumaya mecburdur. Aksi halde, aynı Kanunun 784. maddesi hükmüne göre, eşyanın taşınmasını kendine bıraktığı kimselerin fiil ve kusurlarından kendi kusuru gibi mesuldür. Olayda davalı taşıma komisyoncusunun seçtiği taşıyıcının, taşımak üzere teslim aldığı davacıya ait buğdayların yerine teslim edilmediği ve bu yüzden zarara uğranıldığı iddia edildiğine göre, tarafların delilleri toplanıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.4.1986 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1987/6672
Karar: 1988/1462
Karar Tarihi: 09.03.1988
ÖZET: Taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edileceği tarihe kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumludur. Davacının dosyaya delil olarak ibraz ettiği 8.1.1984 günlü sevk mektubunda davalı Nakliyat Garaj sahibi (A.F.) malları götürmek üzere sağlam ve tamam olarak teslim aldım diyerek davacıya ait malları taşımak üzere teslim etmiştir. Bu durumda davalı (A.F.)'ın ilk taşıyıcı olduğunu kabulde zorunluluk bulunmaktadır. Davalı (A.F.) taşıyıcı olduğuna göre TTK.'nun 766 maddesinde öngörüldüğü üzere taşımaya ilişkin sorumluluğunu sınırlandıramaz. Diğer bir deyişle, taşıyıcının sorumluluğunun önceden hafifletilmesi veya kaldırılmasına ilişkin bütün kayıt ve şartlar geçersizdir.
(6762 S. K. m. 766)
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen 12.2.1986 tarih ve 167-62 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait portakalların Adana'dan İzmit'e nakil için nakliyeci davalı yönetimindeki kamyona yüklendiğini ancak malın mahaline teslim edilmediğini ileri sürerek (506.050TL.) tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı (A.F.) vekili, müvekkilinin sadece vasıta bulmak için aracılık ettiğini ve komisyoncu olduğunu, sevk kağıdında sorumluluğun araba sahibi ve şoförüne ait olduğunun yazılı olduğunu bildirmiş diğer davalı ise kendisinin öğrenci olup ehliyetinin daha önce çalınmış olduğunu, taşıyan kamyon şoförü olmadığı gibi sevk kağıdındaki imzanın da kendisine ait olmadığını savunmuştur.
Mahkeme,iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edileceği tarihe kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumludur. Davacının dosyaya delil olarak ibraz ettiği 8.1.1984 günlü sevk mektubunda davalı Nakliyat Garaj sahibi (A.F.) malları götürmek üzere sağlam ve tamam olarak teslim aldım diyerek davacıya ait malları taşımak üzere teslim etmiştir. Bu durumda davalı (A.F.)'ın ilk taşıyıcı olduğunu kabulde zorunluluk bulunmaktadır. Davalı (A.F.) taşıyıcı olduğuna göre TTK.'nun 766 maddesinde öngörüldüğü üzere taşımaya ilişkin sorumluluğunu sınırlandıramaz. Diğer bir deyişle, taşıyıcının sorumluluğunun önceden hafifletilmesi veya kaldırılmasına ilişkin bütün kayıt ve şartlar geçersizdir.
Açıklanan bu duruma göre, davalı (A.F.)'ın ilk taşıyıcı olduğu ve sorumluluğunu sınırlandırması mümkün bulunmamasına nazaran mahkemece bu esaslar göz önüne tutularak sonucu çevresinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davalı (A.) hakkında davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 9.3.1988 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Üç örnek karar ekledim, somut duruma ilişkin olarak değerlendirebilirsiniz.
Saygılarımla.
|