Mesajı Okuyun
Old 26-11-2008, 18:41   #5
taylan

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/14457

K. 2008/7575

T. 7.4.2008

• İBRA SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİĞİ ( İşçi Emeği Karşılığında Aldığı Ücret ve Diğer Parasal Hakları İle Kendisinin ve Ailesinin Geçimini Temin Ettiği - Bir İşçinin Nedensiz Yere İşvereni İbra Etmesi Hayatın Olağan Akışına Uygun Düşmediği )

• İŞ HUKUKU AÇISINDAN SINIRLI BİR BİÇİMDE DEĞER VERİLMESİ ZORUNLULUĞU ( İbraname Sözleşmesi - İşçi Emeği Karşılığında Aldığı Ücret ve Diğer Parasal Hakları İle Kendisinin Ve Ailesinin Geçimini Temin Ettiği )

4857/m.32


ÖZET : İş Hukukunda ibra sözleşmesi ibraname adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır. İşçi emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açıdan bakıldığında bir işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. İş Hukukunda ibra sözleşmeleri da yorumlanmalı ve borcun asıl sona erme nedeni ifa olarak ele alınmalıdır.
DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, fazla mesai ücreti günlük % 5 gecikme zammı, hafta tatili, hafta tatili ücreti, günlük % 5 gecikme zammı, ulusal bayram genel tatil ücreti, genel tatil ücreti günlük %5 gecikme zammı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı davalı haber ajansında Basın İş Kanununa tabi işçi statüsünde haber yönetmeni olarak çalışırken sözleşmesini feshettiğini kıdem ve ihbar tazminatını ödemek koşuluyla da bir ibraname imzalattığını belirterek fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil alacakları ile %5 fazlalıklarını ve yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı işveren ise davacının teknik yönetmen olarak 1475 Sayılı Kanun'a tabi olarak çalıştığını fazla mesai yapmadığını, hafta tatilleri ve ulusal bayram, genel tatillerde çalışmadığını ibraname ile işvereni ibra ettiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının Basın İş Kanununa tabi işçi statüsünde çalıştığı kabul edilmiş ibraname geçerli kabul edilerek dava red edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut belgeler ve tanık anlatımları itibariyle davacının Basın İş Kanununa tabi olduğunun kabulü isabetlidir.
Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerli olup olmadığı ise uyuşmazlık konusudur. İbra sözleşmesi, İsviçre Borçlar Kanununun 115. maddesinde düzenlendiği halde Türk Borçlar Kanununa bu madde alınmamıştır. Bir kanunda ana kurallar ve kurumlar oluşturulurken ibra gibi önemli bir duruma yer verilmemiş oluşunun ancak hata sonucu olabileceği öğretide ileri sürülmüştür. ( Berki, Şakir: Borçların Sukutu AÜH-1 Cilt XII sayfa 237 )bununla birlikte gerek öğretide gerek uygulamada ibraname bir borcun tam yada kısmen ifa edilmeden sona ermesini sağlayan özel sukut nedeni olarak kabul edilmektedir. ( Feyzioğlu F.N: Borçlar Hukuku Umumi Hükümler Cilt 2, İstanbul 1969, s. 351 )bu noktada ibra sözleşmesinin ödeme yönünde bir anlaşma olmadığı, borcun kısmen ya da tamamen tatmin edilemeyen sona erme şekillerinden biri olduğu belirtilmelidir.
İş hukukunda ibra sözleşmesi ibraname adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır. İşçi emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açıdan bakıldığında bir işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. İş hukukunda ibra sözleşmeleri dar yorumlanmalı ve borcun asıl sona erme nedeni ifa olarak ele alınmalıdır.
Borcun tatmin edilemeyen sona erme şekillerinden biri olan ibra sözleşmelerine hukuku açısından sınırlı biçimde değer verilmelidir. Konuya dair somut çözümlere gelince; ibra sözleşmesi varlığı tartışmasız olan bir borcun sona erdirilmesine dair bir yol olmakla varlığı şüpheli ya da tartışmalı olan borçların ibra yoluyla sona ermesi de mümkün olmaz bu nedenle işveren tarafından işçinin hak kazanmadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olması düşünülemez. Savunma ile çelişen ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğu yönünde Yargıtay uygulaması istikrar kazanmıştır.
Somut olay yönünden baktığımızda dosyada mevcut miktar ve işçinin ihtiraz-i kaydını içermeyen ibranamede davacı işçi hafta tatili, genel tatil yevmiyelerini, fazla mesai ücretini aldığını bu ibraname ile işvereni ibra ettiğini belirtmektedir. Davalı işveren ise cevap dilekçesinde davacının fazla mesai yapmadığını, hafta tatilleri ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını savunmaktadır. İbranamenin içeriği ile davalı işverenin savunması arasında çelişki söz konusudur. Bu sebeple artık ibranamenin geçerliliğinden söz edilemeyecektir. Dava konusu istekler bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.