Bankanın Genel Kredi Sözleşmesi ile kullandırdığı 500.000 YTL tutarındaki krediye ilişkin olarak;
1-Müşterek müteselsil kefillerin de imzaladığı GKS tanzim edilmiş,
2-Kefillerin de imzasını içeren 500.000 YTL tutarında bono tanzim edilmiş,
3-Müşterek müteselsil kefillerin 1.000.000 YTL değerindeki gayrimenkulleri üzerinde 1. dereceden ipotek tesis edilmiş.
Kredi ödenmeyince banka, Genel Kredi Sözleşmesine dayanarak ihtiyati haciz kararı almak suretiyle borçlu ve müşterek müteselsil kefiller hakkında ilamsız takip başlatarak tüm borçluların malvarlıkları üzerine haciz koydurmuş. Bu takip kesinleşmiş.(takip talebinde,tahsilde tekerüre ilişkin şerh de düşülmüş)
Ayrıca bonoya dayanılarak ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle borçlunun tüm malvarlığına haciz konulmuş.(takip talebinde tahsilde tekerrüre ilişkin şerh düşülmüş)Takip henüz kesinleşmemiş.
Ayrıca son olarak dün, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip de başlatılmış.
Bu aşamada, Genel Kredi sözleşmesine ilişkin ilamsız takip kesinleştiği için yapacak birşeyimiz olmadığını ancak bonoya dayalı takip kesinleşmediği ve alacak rehinle temin edilmiş olduğu için ihtiyati haciz kararına ve bonoya dayalı takibe itiraz edebileceğimizi düşünürken karşılaştığım bir karar ile ŞOK oldum. Zira yargıtay '''İİK 45. maddesine göre ipotek ile temin edilmiş bir alacak ayrıca senede bağlanmış ise senede dayanılarak takip yapılmasında da yasal bir engel yoktur. tahsilde tekerrüre yer vermemek suretiyle hem senede hem de ipoteğe dayalı olarak ayrı ayrı takip yapılabilir''' demekte...
Sonuç olarak 500.000 YTL borç için 2000.000 YTL tutarında mal varlığı haciz tehdidi altında ve BEN HİÇ BİR ŞEY YAPAMIYORUM
Sizce yapılabilecek bişey var mıdır??????