|
Yargıtay 13. HD 2004/3413 E. 2004/14222 K. 12.10.2004
ÖZET: Kalan borcun ödendiği davalı yanca ispat edilememiştir. Bu durumda, bilirkişi raporunda belirlenen alacak miktarını davacı tarafın kabul ettiği de gözönünde bulundurularak ödenen miktarın mahsubundan sonra bakiye alacak yönünden kabulüne karar verilmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 67)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı, davalıya akaryakıt sattığını, davalının borcuna karşılık 9 adet veresiye fişi imzaladığını, borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline % 40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya olan borcunu ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davada dayanılan veresiye fişlerinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, bu belgelerin tek başına iddiayı ispat eden nitelikte bulunmadığı, davacının tanık deliline dayanmadığı ve böylece iddiasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve altında davalının imzasının bulunduğu mahkemenin de kabulünde olan veresiye fişlerinin her birinde alınan motorin miktarı litreler halinde gösterilmiş olup, bu bölgelerde davalı, yukarıda miktarı gösterilen akaryakıt kadar borçlu olduğunu, ödemelerini günün rayiçlerine göre yapacağını kabul etmek suretiyle imzalamıştır. Hal böyle olunca bu belgeler niteliği itibariyle bir borç belgesi olup, bunların yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduklarının kabulüne olanak yoktur. Diğer taraftan davalı, gerek icraya itirazında ve gerekse yargılama sürecinde talep edilen borca miktar itibarıyla itiraz etmeyip, borcunu ödediğini ileri sürmek suretiyle ispat yükünü kendi üzerine almış ve ödeme belgesi olarak ta Develi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/293 esas sayılı dosyası içerisindeki 16.10.2002 tarihli belgeye dayanmış, olup, davacı da bu belgenin içeriğine karşı çıkmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalının dayandığı 16.10.2002 tarihli bölgede gösterilen 500.000.000. TL’nin ödendiğinin kabulü gerekir. Bunun dışında kalan borcun ödendiği ise davalı yanca ispat edilememiştir. Bu durumda, bilirkişi raporunda belirlenen alacak miktarını davacı tarafın kabul ettiği de göz önünde bulundurularak ödenen 500.000.000. TL’nin mahsubundan sonra bakiye alacak yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
|