 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Reddi hakim talebini inceleyen diğer mahkeme,bu talebi kabul etmeyerek reddetti ve dosyayı yeniden benim baktığım mahkemeye gönderdi.
Ben, bu kişi ile ilgili vereceğim karar ne kadar yasaya uygun olursa olsun,hukuka ve adalete uygun bulunursa bulunsun yine de kişinin düşüncesinde bir güven sorununu yaratacağı, bir kişide de olsa bile adalete karşı oluşacak olan bu güvensizliğin, dünyanın nereinde yaşanılırsa yaşanlsın bütün insalara yansıyacağını,adaletin güven özelliğinin de tartışır hale dönüştürceğini,"adalet"in de işlevi itibariyle buna uygun olamayacağını, başka mahkemece talebi ret edilmiş olmasına rağman bu davaya bakmamın doğru olamayacağını belirterek yukarıda açıklanan nedenlerle davadan çekildim. |
|
 |
|
 |
|
İşte olay budur. Hukuk Fakültelerinde, derste örnek olarak anlatılabilecek türden çok güzel bir örnek olduğu düşüncesindeyim. Emekli bir Hakim'in genç hukukçulara verebileceği en güzel hediyeydi.
Bana göre de Adalet, mevzuatın kaba görüntüsü değildir. En nadide züccaciye mamülünden bile daha hassas ve kırılgandır. Hukukçular, bu nedenle etraflı düşünmek zorundadır.
Ama ne yazık ki bir çoğumuz yakıp yıkan Fil gibi davranıyoruz.
Teşekkür ediyorum aktardığınız için.
Saygılarımla.