Mesajı Okuyun
Old 06-11-2008, 13:36   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sayın (miraypamuk),
" Miras bırakanın 3. kişiden parasını ödeyerek aldığı taşınmazı kendi üzerine yazdıracağı yerde muvazaalı olarak mirasçılardan biri üzerine yazdırması " konusu hukukta yeni bir olay değildir. Eskiden beri yargısal ve bilimsel alanda tartışılan bir konudur.

Yargıtay önceki kararlarında; bu gibi olayları muris muvazaası olarak yorumlamakta ve 01.04.1974 T. 1/2 sayılı İçt.Brl.kararının uygulanacağına yani muris muvazaası nedeniyle tapu iptali davası açılabileceğine karar vermekte idi.( 01.04.1974 t.li içt.brl.k. : Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun kılmak amacıyla, iradesini bağış yerine satış olarak açıklaması durumunda, saklı pay sahibi olsun olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların satış sözleşmesinin danışıklı olduğunu ileri sürerek dava açma haklarının varlığını kabul eden karardır. )

Ne varki; Yargıtay sonraki kararlarında bu görüşünden vaz geçmiş ve bu gibi olaylarda anılan İçt.Brl.kararının uygulanma yeri olmadığına , ancak tenkis davası açılabileceğine karar vermeye başlamıştır. (bkn. önceki cevabımda belirttiğim linkteki 1.HD.kararı) Aşağıdaki karar da da görüleceği üzere Yargıtay bu son görüşünü halen sürdürmektedir.

Bu konudaki daha geniş bilgiye ( Eraslan ÖZKAYA,İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları Seçkin Kitapevi yayınları ) isimli eserde bulabilirsiniz.Kitabın yazarı da Yargıtay 1.HD.sinin eski başkanlarından olmasına karşın dairenin son kararlarındaki görüşlerini sizin gibi eleştirmektedir.

Ne var ki, bir davanın müvekkil iyönünden olumlu sonuçlandırılması için salt mantıklı düşünce yetmemektedir. Hukuk kuralları bazen mantığımızı zorlamaktadır. Kararı inceleyecek merci 1.HD.sidir. Bu dairenin yerleşen içtihatı da belirttiğm şekildedir. Artık bizim burada "muris muvazaası veya kanuna karşı hile nedeniyle iptal davası açılabilir " diye düşünmemizin uygulamada bir sonucu olmayacaktır.

Diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/8180

K. 2003/9168

T. 18.9.2003

• MURİS MUVAAZI ( Davanın Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal ve Tescil İsteğine İlişkin Olması )

• MURİSİN YAPTIĞI TEMLİKİ İŞLEMLER ( Söz Konusu Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının Murisin Kendi Üzerindeki Tapulu Taşınmazlar Yönünden Yaptığı Temliki İşlemler için Bağlayıcı Olması )

• GİZLİ BAĞIŞ ( Söz Konusu Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının Bedeli Ödenerek Gizli Bağış Şeklinde Gerçekleştirilen İşlemler Hakkında Doğrudan Bağlayıcı olmaması )

818/m.18

ÖZET: 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olup, bedeli ödenerek gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Ayrıca bu kararı yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı da sağlamaz.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, murisleri Rıza'nın kızları olduklarını murislerinin 1968 yılında parasını ödeyerek satın aldığı 1 parsel sayılı taşınmazı oğlu Mehmet Ali adına tescil ettirdiğini, Mehmet Ali'nin de daha sonra vefat ettiğini, muris tarafından oğluna yapılan devrin kızlardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu belirterek, tapunun iptaliyle miras payı oranında adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar vekili, olayda muris muvazaası bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakanın taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak oğluna devrettiği gerekçesiyle davanın kabulüyle miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından yasal süresinde temyiz edilmiş olmakla; Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüyle pay oranında iptal ve tescile karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; Davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi ( davalı ) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut Olayda olduğu gibi bedeli ödenerek" gizli bağış " şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanısıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Somut olayda, tarafların müşterek murisi Rıza'nın 1968 yılında parasını bizzat ödeyerek üçüncü kişiden satın aldığı 1 parsel sayılı taşınmazı davalıların murisi olan oğlu Mehmet Ali adına tescil ettirdiği; dosya içeriği ve toplanan delillerden murisin oğlu yararına gizli bağışta bulunduğu sabittir.
Hal böyle olunca; murisin gizli bağış yaptığı ve olayda 1.4.1974 tarih ½ sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın iadesine, 18.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.