Mesajı Okuyun
Old 28-10-2008, 10:56   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kararı henüz bulamadım. Ancak 6570 sayılı Kanunun 13. maddesini ve Miras Hukuku ile ilgili MK.599. madde hükmünü esas alarak, mirasçıların bu hakkının olduğunu söylemek yanlış olmaz kanaatindeyim. Kararı okuduğumu hatırlıyorum ve hala arıyorum. Umarım bulurum.


Kiracının ölümü ve mirasçıların durumunu izah eden bir karar ekliyorum. Fikir verebilir düşüncesiyle:

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14030
K. 2003/13811
T. 1.12.2003
• KİRA BEDELİNİN BELİRLENMESİ ( Davacının Aylık Kira Bedelinin Belirlenmesi Maksadıyla Açmış Olduğu Kira Bedelinin Tespiti Davası Olması )
• PASİF HUSUMET EHLİYETİ ( 6570 Sayılı Yasayanın Dava Konusu Olayda Uygulanması İçin Yerel Mahkemece Ölen Kiracı İle Birlikte Oturan Mirasçılarının Olup Olmadığının Tespit Edilmesi )
• MÜTESELSİL SORUMLULUK ( Kiracılarının Ölümü Halinde Mirasçıları Fesih Haklarını Kullanmadıları Sürece Ölenin Borcundan Zincirleme Olarak Sorumlu Olması )
• TESLİM ( Kiracının Temerrütten ve Dolayısıyla Sorumluluktan Kurtulabilmesi İçin Anahtarları Usulüne Uygun Kiralayana Teslim Etmiş Olmasının Gerekmesi )
4721/m.599,641
6570/m.13
ÖZET : 6570 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre ölen kiracı ile birlikte oturan mirasçısının olup olmadığı ve halen bu akdi ilişkinin devam edip etmediğinin yerinde yapılacak keşif ve tanık beyanları ile tesbit etmekten ibarettir. Kiracının ölümü halinde mirasçıları fesih haklarına kullanmadıkça ölenin borcundan zincirleme sorumludurlar ve kiralayan, mirasçılardan hepsine, bir kaçına veya birine karşı kira tesbit davası açabilir.Kiracının temerrütten ve dolayısıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, kiralananı boşaltması yeterli olmayıp ( anahtarları ile birlikte ) davacı kiralayana usulünce teslim etmesi gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde kira parasının 01.01.2002 gününden başlayarak aylık 63.787.500 lira olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü :
KARAR : Davada 01.01.2002 tarihinden itibaren aylık kiranın 63.787.500 lira olarak saptanması istenilmiş olup, mahkemece, "taraf beyanlarına göre olayda 6570 Sayılı Kanun'un 13. maddesinin uygulama yeri bulunmadığından mirasçılar aleyhine kira tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine" karar verilmiş olup, hükmü davacı ( Vakıflar İdaresi ) temyiz etmektedir.
Kiracının ölümü halinde mirasçıları fesih haklarını kullanmadıkça sözleşmenin Borçlar Kanunu'nun 265. maddesi uyarınca devam edeceği açıktır. Nitekim sözü edilen madde aynen "kiracının vefatı halinde gerek mirasçıları gerek kiralayan bir sene veya daha uzun kiralarda kanuni mehillere riayet şartı ile en yakın vakit için tazminat vermeksizin aktin feshini ihbar edebilirler" kuralını koymuştur.
Yine 6570 sayılı Yasa'nın 13. maddesi de "kira mukavelesinin ve Borçlar Kanunu'nun bu kanuna mugayir olmayan vecibelerini kiracılar veya ortakları ile sanat, meslek ve ihtisasları dolayısı ile aynı meslek veya sanatı idame ettirecek olan mirasçıları ve meskenlerde ölen kiracı ile birlikte ikamet edenler tarafından tamamen riayet edildiği müddetçe bu kanunun yürürlükten kaldırılmasından 3 ay sonraya kadar aleyhlerine tahliye davası açılamaz" şeklindeki kuralı dikkate alındığında sözleşmenin devam edeceği anlaşılır.
Kiracının ölümü halinde MK. 599. maddesi işlemeye başlayacağından ve yine aynı Yasa'nın 641. maddesine göre mirasçılar ölenin borcundan zincirleme sorumlu olduklarından kiralayan, mirasçılardan hepsine, bir kaçına veya birine karşı kira tesbit davası açabilir.
Bu anlatılanlar ışığında mahkemece yapılacak iş; 6570 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre ölen kiracı ile birlikte oturan mirasçısının olup olmadığı ve halen bu akdi ilişkinin devam edip etmediğinin yerinde yapılacak keşif ve tanık beyanları ile tesbit etmekten ibarettir.
Ayrıca davalı kiracının temerrütten ve dolayısıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, kiralananın boşaltması yeterli olmayıp ( anahtarları ile birlikte ) davacı kiralayana usulünce teslim edilmesi gerekir.
Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile sonuca gidilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.