Mesajı Okuyun
Old 22-10-2008, 19:59   #5
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/13-829

K. 2007/845

T. 14.11.2007

• KATKI PAYI NEDENİYLE ALACAK DAVASI ( Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Mal - Davanın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğe Girmesinden Sonra Açılması Nedeniyle Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE EDİNİLEN MAL ( Katkı Payı Nedeniyle Alacak Davası - Davanın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğe Girmesinden Sonra Açılması Nedeniyle Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Mala Katkı Payı Nedeniyle Alacak Davası - Davanın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğe Girmesinden Sonra Açılması Nedeniyle Aile Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• AİLE MAHKEMESİ ( Evlilik Birliği İçerisinde Edinilen Mala Katkı Payı Nedeniyle Alacak Davasının Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğe Girmesinden Sonra Açılması Nedeniyle )

4787/m.4

ÖZET : Somut olayda, tarafların 1984 tarihinde evlenip, 2002 tarihinde kesinleşen hükümle boşandığı, dava konusu malın evlilik birliği içerisinde, 1985 tarihinde edinildiği, eldeki davanın da 2006 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava evlilik birliği içerisinde edinilen mala katkı payı nedeniyle alacak davasıdır. Eldeki dava da 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu tür davaların çözümü Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesine aittir. O halde, re'sen gözetilmesi gereken görev hususu dikkate alınmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki "katkı payı nedeniyle alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kemalpaşa Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 7.6.2006 gün ve 2006/75-185 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 23.11.2006 gün ve 2006/11504-15477 sayılı ilamı ile;
( ... Davacı, davalı ile evli olduklarını, 2002 yılında boşandıklarını birlikte yaşadıkları dönemde 2 parsel sayılı taşınmaz üzerine ortak katkılarla ev yaptıklarını, açtığı tapu iptali ve tescil davasında inşaat bedelinin belirlendiğini ve bedelin yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürerek, 8.800.00 YTL'nin faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davalının reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının tapu kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile evlilik birliği içerisinde birlikte inşaa ettikleri binadaki katkı payını istemektedir. Davalının tapu kayıt maliki olmadığı, taşınmazda ikamet ettiği anlaşılmaktadır. İnşaatın yapıldığı taşınmazın tapu kaydı imar uygulaması sonucu 3.şahıslar adına oluşturulmuştur. Bu durumda davacı, iktisadi değeri olan ve yapılmasında katkısı olduğunu bildirdiği binadaki katkı payını isteyebilir. Mahkemece, taraflar arasında görülen Asliye Hukuk Mahkemesi 2001/597 esas 2002/195 karar sayılı boşanma dosyası, yine 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2004/5 esas sayılı tapu iptali ve tescil davası ile tarafların diğer delilleri toplanarak, gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davacının binanın yapımı sırasında katkı oranı ve miktarı belirlenerek dava tarihi itibariyle belirlenecek binanın değerinden katkı oranına göre payı belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile 27.3.1984 tarihinde evlendiklerini, 13.9.2002 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde 5.2.1985 tarihinde dava konusu taşınmazı harici satım senedi ile satın aldıklarını ve üzerine birlikte bir ev inşa edip oturduklarını, halen davalının oturmaya devam ettiğini, evin davalının tasarrufunda olduğunu beyanla; bu evin yapılmasında bulunduğu katkı nedeniyle 8.800 YTL katkı payının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesince dava esastan görülmüş ve evin bulunduğu taşınmazın davalının mülkiyetinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Özel Dairece hüküm yukarıda açıklanan nedenlerle esastan bozulmuştur.
Bilindiği üzere, görev kuralları kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle mahkemeler yargılamanın her aşamasında kendisinin görevli olup olmadığını re'sen incelemek, eğer görevsiz olduğu kanısına varırsa, kendiliğinden görevsizlik kararı vermek zorundadır. Taraflar sözleşme ile görevli mahkemeyi değiştiremeyecekleri gibi, görev konusu taraflar için bir müktesep hak doğurmaz. Burada aleyhte bozma yasağı da uygulanmaz. Bu nedenlerle hüküm kesinleşinceye kadar her aşamada dosya Yargıtay'da ise Yargıtay'ca da bu hususun incelenmesi olanaklıdır.
Somut olayda, tarafların 27.3.1984 tarihinde evlenip, 13.9.2002 tarihinde kesinleşen hükümle boşandığı, dava konusu malın evlilik birliği içerisinde, 5.2.1985 tarihinde edinildiği, eldeki davanın da 8.3.2006 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava evlilik birliği içerisinde edinilen mala katkı payı nedeniyle alacak davasıdır. Eldeki dava da 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu tür davaların çözümü Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesine aittir. O halde, re'sen gözetilmesi gereken görev hususu dikkate alınmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Bu görüşümüzü, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.3.2007 gün ve 2007/13-191-167 ve 23.5.2007 gün ve 2007/14-300-295 sayılı kararları da doğrulamaktadır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.