12-10-2008, 21:51
|
#2
|
|
Sayın Burak_Cu
1- Kamu görevlilerinin haksız fiillerinden doğan tazminat davaları adliye mahkemelerinde görülür. (Buna karşılık idarenin hizmet kusurundan doğan davalar idari yargıda görülür. Bakınız: aşağıdaki İYUK madde 28/3)
2- İkinci sorunuz hakkında yine İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesi aşağıda sunulmuştur:
Madde 28:
1. (Değişik: 10.6.1994 – 4001/13 md.) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.
2. (...)
3. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
4. Mahkeme kararlarının otuzgün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.
5. (...)
6. (...)
*******
3- Mahkeme kararını uygulamayan kamu görevlisi suç işlemiş olduğundan bu konudaki tazminat davalarında uzamış ceza zamanaşımı söz konusudur. ( Bakınız Borçlar Kanunu madde 60/2 )
Borçlar Kanunu Madde 60 –Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.
Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.
Saygılarımla
|