09-10-2008, 12:41
|
#5
|
|
1. İdarenin " ben kendi payımı kullanıyorum el atmıyorum" diyebilmesi için,dava açan paydaşın paydaşlar arasında yazılı veya fiili taksim olduğunu el atılan yerin tamamının kendisine isabet ettiğini bu kısım le diğer paydaşların ilgisinin kalmadığını iddia ve ispat etmesi, el atılan kısmın tamamının bedelini dava açan paydaşa ödemesi ve bu kısmın tamamının idare adına tescili gerekir. Bu durumda diğer paydaşlar aralarında taksim bulunmadığını iddia ediyorlarsa paranın tamamını alan paydaşa karşı isterdat davası açarlar.
2. Olay böyle olmayıp , dava açan paydaş payına hasren dava açmış, mahkemece salt dava açan paydaşın payı oranında bedel tayinine ve tescile karar vermişse bu takdirde idarenin el attığı kısımda henüz dava açmayan paydaşların payı aynen duruyor demektir.
3.Bu durumda , ilk davayı açan paydaşın dışında kalan paydaşlar 16.05.1956 tarih 1/6 sayılı İçtihatı Birleştirme kararı gereği idare aleyhine paya vaki el atmanın önlenmesi davası açabilecekleri gibi, eylemli duruma razı olup paylarına isabet eden bedelin tahsili için idare aleyhine bedel davası açabilirler.
Fakat ortada kamu hizmetine tahsis durumu olduğundan idare aleyhine ortaklığın giderilmesi davası açamazlar.
Diye düşünüyor, sonuçta sayın Altay'a katılıyorum.
|