sayın murat bey, Takdiriniz üzere mahkemeler şahısların kişisel görüşlerine göre değil, Yargıtay içtihatlarına, yasa metinlerine, doktrine göre karar verirler. Konuyla alakalı onlarca yargıtay kararı, ve neredeyse doğrudan bu konuyu düzenleyen bir kanun varken, iddialarınız ne derece isabetlidir tartışılır.
Kaldı ki eğer dediğiniz gibi olsa, Arap alfabesiyle yazılan senetler de geçerli olsa neden
|
|
|
|
Ben olsam (gerekli bütün tercümeleri yaprırıp) ilamsız takip yapar ardında da tedbir talebi ile birlikte itirazın iptali davası açardım.
|
|
 |
|
 |
|
yolunu tercih edelim ki. Doğrudan çeke dayalı takip yaparız.
Ayrıca bu dediğiniz yol bizi istenen sonuca geç ulaştıracak nitelikte, çünkü diyorsunuz ki, ilamsız takip yapın (irana tebligat kaç günde yapılır belirsiz) takip yaptınız, kesinleşmesi için zaman geçecek. sonra çözümünüzün en canalıcı noktası; borçlunun borca itiraz etmesi ihtimali. (ya etmezse) diyelim ki etti, ancak o zaman gidip ihtiyati tedbire başvurmayı öneriyorsunuz. Bu da sayın meslektaşımızın istediği şeyin nereden baksan 1 yıl geriye gitmesine sebep olur. Oysa ki dediğim yolda, sabah size en yakın adliyeden ihtiyati tedbir kararı alıp öğlene doğru bu kararı icra edip ikindin iranlı şirketin türkiyedeki mallarını muhafaza altına almış olmanın rahatlığına kavuşabilirsiniz.
Saygılarımla