|
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ONUNCU DAİRE
2003
5193
2002
7475
16/12/2003
YOL GENİŞLETME VE İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI SIRASINDA MEYDANA GELEN PATLAMALAR NEDENİYLE DAVACI SİGORTA ŞİRKETİNİN SİGORTALISINA ÖDEDİĞİ ZARARIN RÜCUEN TAZMİNİ İSTEMİYLE KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE KARŞI AÇILAN DAVANIN İDARİ YARGI YERİNDE GÖRÜLMESİ GEREKTİĞİ Hk.<
Temyiz Eden (Davacı) : ? ? Sigorta A.Ş.
Vekili : Av. ?
Diğer Temyiz Eden (Davacı yanında davaya katılan Müdahil) : ? İnş.Tur.
San. ve Tic.A.Ş.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : ? İli, ? İlçesi, ? Köyü,? mevkiinde davalı idarece müteahhide yaptırılan yol genişletme ve iyileştirme çalışmaları sırasında meydana gelen patlamalar nedeniyle davacı sigorta şirketinin sigortalısının uğradığı 19.377.550.000. TL. zararın, idarenin hizmet kusuru nedeniyle sigortalıya ödendiği öne sürülerek bu zararın reeskont faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonunda, davanın görev yönünden reddine karar veren Muğla İdare Mahkemesinin 13.3.2002 tarih ve E:2001/317, K:2002/125 sayılı kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
D.Tetkik Hakimi : Ergün Özcan
Düşüncesi : Davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne 5539 sayılı Yasa ile verilen görev nedeniyle kamu hizmetinin yürütümü sırasında meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden davanın görev yönünden reddine karar veren idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Mehmet Karaoğlu
Düşüncesi : Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan turistik tesisin, davalı idarece müteahhit firma aracılığıyla yapılan yol genişletme çalışmaları sırasındaki patlayıcılardan zarar görmesi nedeniyle ödenen sigorta bedelinden dolayı uğranıldığı öne sürülen 19.377.550.000.- TL. zararın davalı Karayolları Genel Müdürlüğünden tazminen tahsiline karar verilmesi istemiyle açılan davanın; özel hukuk hükümlerine göre müteahhit şirketin sorumlu olduğu, ortadan idari yargıya konu olabilecek sorumluluk türlerinin bulunmadığı, davanın görüm ve çözümünün adli yargıda olacağı gerekçesiyle görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Kamu idarelerinin yürütmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi yapmak, bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğu, hizmetin kötü veya geç işlemesi, gereği gibi işlememesi nedeniyle meydana gelen zararı tazminle sorumlu bulunduğu; ayrıca, idarenin yapmak zorunda olduğu kamu hizmetinin özel bir şirket aracılığı ile yürütülmüş olmasının ve zararın bu sırada meydana gelmiş olmasının idarenin tazmin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, davanın konusunun yol genişletme çalışması sırasında hizmet kusurundan kaynaklandığı öne sürülen zararın idarece tazmini istemi olduğu, bu davanın görüm ve çözümünün; 2576 sayılı yasanın 5/1-(b) maddesiyle 2577 sayılı İYUK.nun 2/1-(b) maddesi hükmü uyarınca İdare Mahkemesine ait bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, ? ili, ? İlçesi, ?köyü, ? mevkiinde davalı idarece müteahhide yaptırılan yol genişletme ve iyileştirme çalışmaları sırasında meydana gelen patlamalar nedeniyle davacı sigorta şirketinin sigortalısının uğradığı 19.377.550.000. TL. zararın, idarenin hizmet kusuru nedeniyle sigortalıya ödendiği öne sürülerek bu zararın reeskont faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Muğla İdare Mahkemesince; dava konusu olayda zararın davalı idarenin yol genişletme ve iyileştirme çalışmaları konusunda müteahhit firma ile özel hukuk hükümlerine tabii olarak yaptığı "Taşeron İşlerine Ait Anlaşma" gereğince haksız fiil sorumluluğundan kaynaklandığı ve davacı sigorta şirketinin müteahhit firma aleyhine Asliye Ticaret Mahkemesinde tazminat davası açtığı dikkate alındığında ortada idari yargıya konu olabilecek sorumluluk türlerinin bulunmadığı bu haliyle davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı, zararın 5339 sayılı Yasa uyarınca idareye verilen yasal görevin yerine getirilmesi sırasında meydana gelmesi nedeniyle davanın görüm ve çözümünün idari yargı yerinin görevine girdiği iddiasıyla idare mahkemesi kararının temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
Kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağandışı zararların idarece tazmini; Anayasanın 125. maddesi gereği ve Türkiye Cumhuriyetinin "Sosyal Hukuk Devleti" niteliğinin doğal bir sonucudur.
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, "hizmet kusuru" veya "kusursuz sorumluluk" ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdareninin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Ayrıca idarenin yapmak zorunda olduğu kamu hizmetini özel ve tüzel kişilere yaptırması ve zararın bu hizmetin yürütümü sırasında meydana gelmesi yürütülen hizmetin kamu hizmeti niteliğini değiştirmeyecek idarenin tazmin sorumululuğunu ortadan kaldırmayacaktır.
5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2. maddesiyle karayollarının yapım, bakım, onarımı görevi Karayolları Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, ? İli, ? İlçesi, ? Köyü, ? mevkiinde, davalı idarece özel bir şirketle yapılan Taşeron İşlerine Ait Anlaşma hükümleri gereğince yol genişletme ve iyileştirme çalışmaları sırasında işi üstlenen firmanın 28.4.1998 tarihinde gerçekleştirdiği patlamalar nedeniyle yol güzergahında bulunan ve davacı sigorta şirketinin sigortaladığı "?" adlı turistik tesisin zarara uğradığı, anılan turistik tesisin hasarı olan 19.377.550.000. TL.nın davacı sigorta şirketince 17.7.1998 tarihinde sigortalıya ödendiği ve sigorta şirketince sigortalıya ödenen zararın, idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı öne sürülerek Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesinde düzenlenen "Halefiyet" kuralı gereğince tazmini istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Dava konusu olayda uyuşmazlık, 5539 sayılı Yasanın davalı idareye yüklediği görevin gereği olarak kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında meydana gelmiş olup yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında meydana gelen zararların tazmini istemiyle açılan tam yargı davalarının görüm ve çözümü idare yargı yerlerinin görevine girmektedir.
Her ne kadar idare mahkemesi kararında zararın, davalı idare ile özel bir şirket arasında imzalanan "Taşoran İşlerine Ait Anlaşma" hükümleri gereğince hizmetin gördürülmesi sırasında haksız fiilden kaynaklandığı belirtilmekte ise de; hizmetin özel bir şahsa yaptırılması idarenin hizmeti yürütme görev ve tazmin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Bu durumda, davanın bir rücü davası olmadığı hususu da dikkate alındığında idare mahkemesince davanın görüm ve çözümü gerekirken zararın haksız fiilden kaynaklandığından bahisle görev yönünden reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulüyle, Muğla İdare Mahkemesinin 13.3.2002 tarih ve E:2001/317, K:2002/125 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 16.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-KAR-DER; SAYI: 5)
BŞ/ÖEK
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ONUNCU DAİRE
1985
99
1982
4096
24/01/1985
1- YOL YAPIMI SIRASINDA YETERLİ ÖNLEMLERİ ALMAYARAK TOPRAK KAYMASINA
NEDEN OLAN İDARENİN HİZMET KUSURU AÇIK OLUP; MEYDANA GELEN ZARARI TAZ-
MİN ETMESİ GEREKTİĞİ;
2- ANCAK TOPRAK KAYMASI MEYDANA GELEN ARAZİNİN ZİLYEDİ BULUNAN KİŞİYE,
TOPRAK KAYMASI SONUCU ARAZİDEKİ DEĞER KAYBI NEDENİYLE TAZMİNAT VERİLME
SİNE OLANAK BULUNMADIĞI HK.<
Dava, ... sahil yolunun yapımı sırasındaki hafriyat sonucunda davacı-
nın zilyetliğinde bulunan arazinin kayması nedeniyle arazide ve arazi
üzerindeki ev ve meyve ağaçlarında meydana gelen toplam 75.000 lira
maddi zararın yasal faizi ile birlikte tazminen tahsili istemiyle
açılmıştır.
Kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında idare, hizmetin tam ve iyi
bir şekilde işlemesini sağlamak için gerekli önlemleri almakla yüküm-
lüdür. Hizmetin iyi bir şekilde işlemesini sağlamak için gerekli önlem
leri vaktinde almayan idare, zarar meydana gelmesi halinde bu zararı
tazmin ile sorumludur.
Davacı tarafından, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yaptırı-
lan ve kurulumuzca yeterli ve inandırıcı nitelikte bulunan tesbit so-
nucu düzenlenen rapordan ve bu rapora ek rapordan; uyuşmazlık konusu
arazinin jeolojik yapı itibariyle kaymaya müsait olduğu, kararyolları-
nın yolçalışması nedeni ile açtığı yarma şevinin bu alandaki dengeyi
bozduğu ve bu tarihlerdeki sağanak yağışların heyelanı meydana getir-
diği, eğer hafriyat yapılmamış olsaydı ve aynı sağanak yağmur yağsa
idi, bu heyelanın çok az miktarda ve tarlanın özelliklerinde önemli
bir değişiklik yapmayacak nitelikte olacağı anlaşılmaktadır.
Zarar miktarına gelince; yukarıda belirtilen raporlarda, tarlanın de-
ğerinde 60.682.50 lira, evde, malzeme kaybı ve işçilik dikkate alındı-
ğında yıkılmasından önceki duruma göre % 40 oranında değer kaybından
ve enkazın da mal sahibine ait olacağından hareketle 4080 lira, meyve
ağaçlarında ise % 100 oranındaki değer kaybı dikkate alındığında
18.330 lira zararın meydana geldiği belirtilmektedir.
Bu durumda, davalı idarenin, karayollarının, yapım, bakım, onarım ve
denetim hizmetlerini yerine getirirken kusurlu davranması nedeniyle
davacının mal varlığına verdiği zararı tazmin etmesi gerekmektedir.
Dava dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, davalı idarenin yol ya-
pımı sırasında zarara uğrattığı arazinin davacının mülkiyetinde olma-
dığı ve arazinin davacıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir kanıtın da
sunulmadığı anlaşılmakla, tarlanın değerinde meydana gelen zararın
tazmine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, karayolu yapımı sırasında meydana gelen heyelan
nedeniyle davacının evinde ve meyve ağaçlarında oluşan toplam 22.410
lira maddi zararın, yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak
davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildi.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Tarih : 26.04.2005
Esas No : 2004/10305
Karar No : 2005/4465
2577 - İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU 2
ÖZET : DAVA, DAVALI KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE YAPILAN YOL VE KANAL YAPIM ÇALIŞMASI SIRASINDA DAVACININ KAYISI AĞAÇLARINA VERİLEN ZARARIN TAZMİNİNE İLİŞKİNDİR. DAVAYA KONU EDİLEN KAYISI AĞAÇLARININ KURUMASI NEDENİYLE OLUŞAN ZARARIN ÖDETİLMESİ İÇİN AÇILACAK DAVAYA BAKMA GÖREVİ İDARİ YARGI YERİNE AİTTİR.
DAVA : Davacı Şükrü Eryiğit vekili Avukat Ali Çalışkan tarafından, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine 10.9.2002 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.9.2003 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili Avukat Münir Yüksel tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılan yol ve kanal yapım çalışması sırasında davacının kayısı ağaçlarına verilen zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yol ve kanal yapım işi, davalı idareye kamu yasası ile verilmiş bir görevin gereğidir. İşin kusurlu tertibi, yanlış düzenlenmesi, kötü yürütülmesi ve bunun sonucunda zarar doğması nitelikçe hizmet kusurundan doğan bir zarardır. 11/2/1959 ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının birinci bendinde belirtildiği üzere; bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve proje yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi de kararın neticesi olan birer idari eylemdir.
Temyize konu olan davada davacı, kayısı bahçesinin bir kısmını davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün yol ve kanal geçirmek üzere taşınmazının kısmen kamulaştırdığını, çevre arazilerden gelen yağmur sularını davacının kamulaştırılmayan arazisine yönlendirerek davacının taşınmazına kadar yapılan kanaletlerin yarım bırakılarak inşaatın tamamlanmadığını ve herhangibir tedbir alınmadığını, böylece yağmur sularının taşınmazının içinde birikerek kayısı ağaçlarının kuruması nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemiştir. O halde bu davaya konu edilen kayısı ağaçlarının kuruması nedeniyle oluşan zararın ödetilmesi için açılacak davaya bakma görevi yukarıda açıklanan nedenle idari yargı yerine aittir. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmek gerekirken işin esasının incelenmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|