|
Yargıtay'ın içtihatlarına göre, Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı açılacak bu tür bir dava da yargı yolu farklılığı nedeniyle görevsizlik verilemez. Dva esastan görüşülüp husumetten reddedilecektir. Eğer idari yargı alanına giren bir husus olsaydı zaten görev hususunu öncelikle inceleneceğinden esasa girmeden görevsizlik kararı verilirdi.
Eğer Yargıtay'ın görüşünü dikkate almazsak, yerel mahkeme Karayollarına açılan dava yönünden dosyayı ayırıp görevsizlik kararı vermesi gerekirdi.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/7754
K. 2002/12423
T. 6.11.2002
DAVA : Davacı Hüsnü Baydilli vekili Avukat Abdulkadir Badıllı tarafından, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ve Mehmet Güneş İnş. San. Ltd. Şti. aleyhine 14/12/1999 gününde verilen dilekçe ile tozlanma nedeni ile ürün zararının tazmini istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı Mehmet Güneş Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulüne, davalı Karayolları hakkında açılan davanın yargı yolu bakımından reddine dair verilen 26/4/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve davalı Mehmet Güneş vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince;
Davacı, davalıların hukuka aykırı eylemleri sonucu uğranılan zararın giderimini istemiştir. Mahkemece istemin bir bölümünün davalı Mehmet Güneş İnş. Tic. San. Ltd. Şti.'inden alınmasına, diğer davalı Karayolları yönünden de davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davalılar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün işveren, diğer davalının da yüklenici konumunda olduğu, zararında davalı Ltd. Şti.'nin haksız eyleminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Şu hali ile davalı idarenin sorumluluğundan söz edilemez. Bu yön gözetilerek davanın husumet nedeni ile reddine karar vermek gerekirken, yargı yolu bakımından hüküm kurmak doğru değildir. Ne var ki verilen karar sonucu bakımından doğru olduğundan yukarıdaki gerekçeye göre onanması gerektiği uygun görülmüştür.
Öte yandan hukuka aykırı eylemin 16/9/1999 tarihinde meydana geldiği ve zararında bu tarihte doğduğu böylece anılan tarihten itibaren davalının tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, ödememek suretiyle temerrüde düştüğü kabul edilerek, davacının da anılan tarihten itibaren faiz isteminde bulunmasına karşın dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir. Ne var ki bu yönün yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda belirtildiği üzere, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden hükmün gerekçesi değiştirilerek davanın yargı yolu bakımından reddi yerine husumet nedeni ile reddine biçimine düzeltilmesine, ayrıca hükmün (2) nolu bendinde yer alan "dava tarihi 14/12/1999" sözcük ve tarihin çıkarılarak yerine "olay tarihi olan 16/9/1999" sözcük ve tarihinin yazılmasına, davalının tüm ve davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenle reddine, kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle düzeltilerek ONANMASINA ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 6/11/2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|