Degerli Meslektaslar,
hakaret suclarinin maddi unsurlarinin yorumlanmasi kadar, hukukcularin islerinin zor oldugunu düsündügüm baska bir suc türü yoktur.
Ancak ben burdaki suca iliskin teorik bir irdelemede bulunmak yerine, genel olarak hakaret suclari hakkindaki toplumsal düsünce yapisina iliskin bir kac görüsümü sizle paylasmak istiyorum.
Konu, seref, öz sayginlik (onur), namus vs. olunca, kisiler duygularinin yönetimi altina giriyor, mantikli, daha tepeden, daha genis, daha hosgörülü vs. düsünmek zor geliyor. Bence cogu somut durumla baglantili olan, bu tür duygulanim merkezli suclarda, kisilere hemen mahkelemere kosmasi yerine, elestiriyi hazmetme, hosgörülü olma vs. yönünden de, yön gösterici olunmasi gerekir. Bazen soruyorum, magdurun eline ne geciyor acaba, fail cezalandirilinca diye. Özel hukuk hükümlerine göre, tazminat almak, daha dogru olmaz mi, bunun yaninda bir de kisiyi, hakaret sucu faili yapmanin ne alemi var?
Gecenlerde, mahkemede staja giden bir hukuk fakultesi ögrencisi anlatiyor bana. Bir davada taniklik yapmak zorunda olan zengin bir is adami, mahkeme salonuna giriyor büyük bir siddetle ve avukata, savciya ve hakimlere yönelik olarak basliyor öfkeyle konusmaya: "Siz benim buraya gelmek icin, kaybettigim zamani ve parayi tahmin bile edemezsiniz, sizi penguenler kiliklilar" diyor "giyinmissiniz penguen kiyefetlerini, oturuyorsunuz ha bire, penguenler"... Hem hakimlere, hem savciya, hem de avukatlara yönelik bu tavirlara ne gibi bir karsilik gelecek diye büyük bir merakla sordum, hukukcularin ne yaptiklarini? Insan belki bir ceza davasi, hatta belki tutuklama vs... bekliyor. Ögrencim devam ediyor, mahkeme baskani sormus, "geliriniz ne kadar beyefendi?", adamin yanitina da istinaden "iyi bakalim, devletin hazinesine sayenizde yüklü miktarda para girecek" demis. Baskanin karari mi? Durusma düzenini bozmaktan, is adami aleyhine idari para cezasina hükmedilmis... Ve hic bir "penguen" nitelemesini giyen hukukcu, adama karsi, ceza davasi acilmasi icin sikayette bulunmamis...
Bu olayi, burda yeni savciliktan emekli olan bir meslektasima anlattim, "gercekten böyle hosgörülü müsünüz, yoksa bu istisani bir örnek mi?" dedim. "Cogunlukla insanlarin söyledikleriyle ya da yaptiklariyla ilgilenmiyorum" dedi "konusmalari, giyim tarzlari" dedi, "bazen aslinda daha düzgün olabilir de"; "gecenlerde, biri karari begenmedi, disari cikarken sakizini mahkeme salonuna atip gitti" dedi. "Ben sahsen bunlarla ilgilenmiyorum, ne oldugumu ne yaptigimi kendim biliyorum ya, ama agir konusmalara gelemeyen meslektaslar da olabiliyor. Ama onlar da ceza davasi fikrine cok zor gelirler, ceza davasi büyük bir olay Gülsün hanim, öyle hemen ha diyince acilabilir mi dedi?" Evet, öyle hemen kolay acilmamali ...
Degerli meslektaslar, bu veridigim örnek, Almanya'dan. Ingiliz hukuku dersleri veren bir meslektasim ise, Ingiltere'de mahkemnin cok kutsal algilandigini, mahkemede saygisizligin hosgörülemeyecegini söylüyor, benzer ifadeleri Italyan meslektaslarim de söylüyor.. Ordaki hakimler-savcilar-avukatlar, kendilerine penguen denmesine nasil bir tepki gösterirlerdi bilemiyorum.
Sonucta ama öne cikarilmasi gereken düsünce bence, toplumca daha hosgörülü, daha acik, daha genis olmamiz gerektigidir. Cogu zaman, elestiri hakkinin kullanilmasi cercevesinde kalmasi gereken düsünce aciklamalarinin, kisilerinin kendilerini ifade etmeleri, kisiliklerini gelistirmeleri seklinde algilanmasi husunun vurgulanarak, her agir elestirinin düsünce ve ifade özgürlügü hakkinin kullanilmasi olduguna öncelik verilmelidir. Ayrica, "cocuklukta" görülen, hemen sikayet etme aliskanligindan, cezalandirmaya kosma fikrinden artik vazgecilmeli ve hukukcular da, bu noktada hem kararlariyla, hem de uzlasma hükümlerinin bu konularda daha etkili isletilmesini saglamakla, hatta cezadan ziyade özel hukuka yönelmeyi saglamakla, topluma yön gösteren "öncüler" olmalidir.
Sonucta kimse, kendisine penguen denilmesiyle, penguen olmuyor
Saygilarimla
Gülsün Aygörmez