Mesajı Okuyun
Old 24-08-2008, 15:06   #5
BaharB

 
Varsayılan

Sayın Mürsel Sarı ve Adnan Koray;
Öncelikle vakit ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
Davayı, idari işleme karşı İdare Mahkemesinde açmamın nedeni, İYUK 7/4'ün düzenleyici işlem ile uygulanan işleme karşı ayrı ayrı veya birlikte dava açılabileceği ve düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının, uygulanan işlemin iptaline engel teşkil etmeyeceğine dair hükmü idi.
Sayın Koray'ın alıntıladığı Danıştay kararını, konuyu açtıktan sonra bende farkettim. Ancak dairenin yorumu sanıyorum sayın Sarı'nın belirttiği "yargı kısıntısı" kaygısıyla ortaya çıkmış bir karar. Sayın Koray'ın belirttiği hususları ise aşağı yukarı yargılama aşamasında dile getirmiştim. Tabi ki temyizde de tekrar edeceğim. Ayrıca aşağıdaki kararın da ilginizi çekebileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla...
Alıntı:
ONUNCU DAİRE 2001 60 1998 7363 16/01/2001

KARAR METNİ
ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR VE DİĞER ALETLER HAKKINDA YÖNETMELİĞİN 16. MADDESİ B FIKRASINDA MUHTELİF ZAMANLARDA AYNI VEYA FARKLI TÜRDEN İŞLEDİKLERİ İKİ VEYA DAHA FAZLA SUÇTAN DOLAYI MAHKEMELERCE CEZALANDIRILANLAR İBARESİNDE SUÇUN NİTELİĞİNİN ORTAYA KONULMADIĞINDAN ANILAN HÜKÜMDE HUKUKA UYARLIK GÖRÜLMEDİĞİNDEN BU HÜKME İSTİNADEN TESİS OLUNAN İŞLEMİN İPTALİ GEREKİRKEN AKSİ YOLDA VERİLEN İDARE MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASI GEREKTİĞİ HK.<
Temyiz Eden (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Valiliği
İstemin Özeti : Davacıya ait silah bulundurma ruhsatının iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucu ... İdare mahkemesince, davanın reddi yolunda verilen ... tarih ve ... sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : Elmas Mucukgil
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile anılan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Emin Celalettin Özkan
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:
Dava, davacıya ait silah bulundurma ruhsatının iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının devir aldığı silah için bulundurma ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvuru sonrasında hakkında yapılan araştırmada Vergi Kaçakçılığına Teşebbüs, Gıda Maddeleri Tüzüğüne Muhalefet, Noksan Gramajlı Ekmek İmal Etmek suçlarından yargılanarak ceza aldığı, iki veya daha fazla suçtan ceza alanlara ruhsat verilmeyeceğinin yönetmelikle düzenlendiği bu doğrultuda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, hukuka uyarlık bulunmadığı iddiasıyla anılan idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun'un 7. maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyabilecekleri veya mesken ve işyerinde bulundurabilecekleri saymak suretiyle belirlenirken anılan maddenin 5. fıkrasında Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Yönetmelikte belirlenecek esaslara göre Valiler tarafından verilecek izin vesikasını alanların da bu kapsamda yer alacağı öngörülmüştür. Yine aynı maddenin son fıkrasında, ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara affa uğramış olsalar bile hiçbir suretle ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilemeyeceği kurala bağlanmıştır.
Yasanın verdiği yetkiye dayanılmak suretiyle 21.3.1991 tarih ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilerek yürürlüğe giren Yönetmeliğin 16. maddesinde silah ruhsatı verilmesini engelleyen haller belirlenmiş olay tarihinde yürürlükte olan şekliyle sözü edilen maddenin "b" fıkrasında" muhtelif zamanlarda aynı veya farklı türden işledikleri iki veya daha fazla suçtan dolayı mahkemelerce cezalandırılan ve bu cezaları kesinleşip adli sicillerine işlenmiş olanlara" da bu kapsamda yer verilmiştir.
Davacının vergi kaçakçılığına teşebbüs suçundan yargılandığı bir ay hapis cezası ile bir ay süreyle ticaret, sanat ve meslek icrasından mahrumiyetine, hapis cezasının para cezasına çevrilerek ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet suçundan altı ay hapis ve para cezasına hükmedildiği ve hapis cezasının para cezasına çevrildiği, noksan gramajlı ekmek imal etmek suçundan ise yargılanarak 7 gün süreyle hapis ve ağır para cezasına karar verildiği, hapis cezasının para cezasına çevrildiği, birden fazla suç işlediği nedeniyle daha önce adına düzenlenmiş olan silah bulundurma ruhsatının iptal edildiği anlaşılmaktadır.
6136 sayılı Yasa, ateşli silahları kimlerin taşıyıp bulundurabileceğini saymak suretiyle belirlerken Valilerce verilecek izin vesikasını alanları da bu kapsama dahil etmiş ve izin vesikasını Valilerin verebilme koşullarının ise Yönetmelikle belirleneceğini kurala bağlamıştır.
Dava konusu işlemin dayanağını oluşturan Yönetmeliğin Yasayla tanınan yetkiye istinadan hazırlandığı ve yürürlüğe girdiği tartışmasız olmakla birlikte, Yasanın benimsediği şekilde silah ruhsatını alabilecek kişiler, meslek mensupları sayılmak suretiyle belirlenirken silah ruhsatı verilmesini engelleyen hallerde tek tek sayılmak suretiyle ortaya konulmuştur.

Herne kadar dayanak alınan Yönetmeliğin 16. maddesini oluşturan fıkralarda suç ve cezalar tek tek sayılarak açıklanmış ise de "b" fıkrasında, "muhtelif zamanlarda aynı veya farklı türden işledikleri iki veya daha fazla suçtan dolayı mahkemelerce cezalandırılanlar" ibaresine yer verilerek suçun niteliği ortaya konulmamış, hangi iki suçun bu fıkra kapsamında değerlendirilebileceği konusunda diğer fıkrada olduğu gibi yoruma açık olmayacak biçimde açık ve kesin bir düzenleme yapılmadığından, sözügeçen yönetmelik hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir. Bu durumda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 4. fıkrasında, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel oluşturmayacağı hükme bağlanmış bulunduğundan, Yönetmeliğin hukuka aykırılığı saptanan 16. maddesinin (b) fıkrasına dayanılarak tesis olunan dava konusu işlemin idare mahkemesince iptaline karar verilmesi gerekirken aksi yolda verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle ... İdare Mahkemesinin davanın reddine yönelik ... tarih ve ... sayılı kararının bozulmasına, 16.1.2001 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
AZLIK OYU
İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasının gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
YÖ/ŞGK